PKOS (polikistik over) olan kadınlarda insulin duyarlılığı azalmıştır. Ancak insulin rezistansıyla (direnciyle) birlikte gelişen hiperinsulinemi (fazla insulin salgılanması) obez hastalarda daha belirgin izlenmektedir
Klasik olarak PKOS’daki insülin rezistansı öncelikle obeziteyle ilişkilendirilirdi. Daha sonra PKOS’da obeziteden bağımsız olarak intrensek insülin rezistansı olduğu gösterilmiştir. Zayıf PKOS’lu kadınlarda insülin rezistansı prevalansı yaklaşık %75’dir. İnsülin rezistansı; periferik hedef organ rezistansı, azalmış karaciğer klirensi, artmış pankreatik duyarlılık gibi farklı mekanizmalar sonucunda gelişebilir. PKOS’lu kadınların en az %50’sinde, insülin rezistansının sebebi insülin reseptöründeki fazla miktardaki serin fosforilasyonudur. Bu bozukluğun muhtemel sebebi de serinthreonin kinazdır. Bu bozukluk insanda, insülin rezistansının insülin reseptör sinyallerini kontrol eden faktörlerle ilgili olduğunu öngören mekanizmayı açıklar. İnsülin rezistansıyla birlikte gelişen hiperinsülinemi bu sendromun en belirgin özelliği olup, hiperandrojenizmin gelişiminde önemli rol oynar. Günümüzde artmış insülin rezistansı ile PKO gelişiminin birbirleriyle bağlantılı olduğu saptanmıştır. PKOS’u olan hem zayıf hem de şişman kadınlarda, insülin duyarlılığı azalmıştır ancak insülin rezistansıyla birlikte gelişen hipe- rinsülinemi, obez hastalardan daha belirgin izlenmektedir. Hiperinsülinemiye bağlı olarak overlerden androjen sentezi in vivo ve in vitro olarak artar, karaciğerden sentezlenen seks hormon bağlayıcı globülin (SHBG) azalır ve serbest androjenin kullanılabilirliği artar. Hiperinsülinemiyle birlikte artan over kaynaklı androjenler prematür folikül atrezisine ve anovulasyona yol açar.
Kırk yaşından sonra insülin rezistansı bulunan PKOS’lu kadınların %40’ında glukoz intoleransı gelişir ve bunların yarısı da 6 yıl içinde diyabetik olur. Yapılan bir metaanalize göre PKOS’lu kadınlarda glukoz intoleransı gelişme riski VKİ eşleştirilmiş kontrol grubuna göre 2.5 kat, diyabet gelişme riski ise 4.1 kat daha yüksektir. Buna göre normal kilo da bile olsa PKOS’lu kadınlar glukoz intoleransı ve diyabet riski altındadır ve bu risk obezite ile beraber daha da artmaktadır. Ayrıca glukoz intoleransının, PKOS’lu hastalarda normal populasyona göre daha erken yaşlarda ortaya çıktığı tespit edilmiştir. İnsülin rezistansı hiperandrojenemik ve anovulasyonu bulunan PKOS fenotipinde daha sık ve şiddetli görülür. ESHRE konsensusu VKİ >30 kg/m ve/ veya bel çevresi >88cm ve/ veya akontozis nigrikans ve/ veya ailede diyabet öyküsü bulunan ve/veya GDM öyküsü bulunan PKOS’lu kadınlara glukoz intoleransı için sistematik tarama yapılmasını önermektedir. PKOS, Amerikan Diyabet Topluluğu tarafından tip 2 diyabet için spesifik risk faktörü olarak tanımlanmıştır. Yakın zamanda yapılan uzun dönemli prospektif çalışmada tip 2 diyabetin orta yaş PKOS’lu kadınlarda genel popülasyona göre 2,6 kat fazla olduğu, bu riskin VKİ ve açlık kan şekerinin artmasıyla ve dolaşan SHBG seviyelerinin azalmasıyla daha arttığı gösterilmiştir. Glukoz intoleransının ilk basamak tedavisi özellikle fiziksel aktiviteyi içeren yaşam tarzı değişikliğidir. Bu konuda profesyonel danışma almak önerilir. Yaşam tarzı değişikliğinin inefektif kaldığı durumlarda metformin tedavisi başlanabilir.
Kırk yaşından sonra insulin rezistansı (direnci) bulunan PKOS’lu kadınların %40’ında glukoz intoleransı gelişir ve bunların yarısı 6 yıl içinde diyabetik olur.
PROF. DR. TEVFİK YOLDEMİR
Comments