ÇOCUK SAĞLIĞI VE ÇEVRE İLİŞKİSİ
- Prof. Dr. Ergin Çiftçi
- 20 Mar
- 6 dakikada okunur
Çocukların çevresel toksinlere ve kirleticilere maruz kalma ve bundan olumsuz etkilenme dereceleri yetişkinlere göre çok daha yüksektir. Örneğin, dakika başına düşen solunum sayıları daha fazla olduğu için çocuklar erişkinlere göre solunum yoluyla gerçekleşen hava kirleticilerine daha fazla maruz kalırlar.

İnsan, diğer bütün canlılar gibi çevresel etkenlere karşı duyarlıdır. İnsan, kendi bedenini dünyadan olabildiğince yalıtmış bir canlıdır. Çocuklar ise çevresel faktörlere karşı yetişkinlere göre çok daha duyarlıdır. Bu duyarlılık, çocukların fizyolojik ve gelişimsel özelliklerinden kaynaklanır. Bu özellikler arasında çocukların vücut ağırlıklarının erişkinlerden daha düşük olması, organlarının hala gelişim aşamasında oluşu ve bağışıklık sistemlerinin henüz tam olarak olgunlaşmamış olması sayılabilir. Bu nedenle, çocukların çevresel toksinlere ve kirleticilere maruz kalma ve bundan olumsuz etkilenme dereceleri yetişkinlere göre çok daha yüksektir. Örneğin, dakika başına düşen solunum sayıları daha fazla olduğu için çocuklar erişkinlere göre solunum yoluyla gerçekleşen hava kirleticilerine daha fazla maruz kalırlar. Çocuklar yere daha yakın olmaları
bile yer seviyesindeki kirleticilere daha fazla maruz kalmalarına neden olmaktadır.
Çevresel faktörler, çocukların sağlığını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebilir. Bu faktörler arasında hava kirliliği, su kirliliği, kimyasal maruziyet, gürültü kirliliği ve iklim değişikliği gibi unsurlar yer alır. Bu riskler, çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyebilir ve kronik sağlık sorunlarına yol açabilir.
Bu nedenle, çocukların sağlıklı bir çevrede büyümesi, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük önem taşır.
Çevresel Risk Faktörleri ve Çocuk Sağlığına Etkileri
Çocukların sağlığını tehdit eden çevresel risk faktörleri oldukça çeşitlidir. Bu faktörler, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebilir. En önemli çevresel risk faktörleri hava kirliliği, su kirliliği, kimyasal maddelere maruz kalma, gürültü kirliliği ve iklim değişikliği olarak sayılabilir.
Hava Kirliliği
Hava kirliliği, çocukların sağlığını ciddi şekilde tehdit eden bir unsurdur. Özellikle büyük şehirlerde trafik, endüstriyel faaliyetler ve fosil yakıt kullanımı nedeniyle hava kirliliği çok önemli bir sorun haline gelmiştir. Hava kirliliğinin çocuk sağlığı üzerindeki etkilerinin başında solunum yolu hastalıkları gelir. Hava kirliliği, çocuklarda astım, bronşit ve diğer solunum yolu hastalıklarının görülme sıklığını artırır. Özellikle partikülmaddeler (PM2.5 ve PM10) ve azot dioksit (NO2)
gibi kirleticiler, çocukların akciğer gelişimini olumsuz etkilemektedir. Çocuklar, hava kirliliğine maruz kaldıklarında akciğer fonksiyonlarında azalma ve kronik solunum problemleri ortaya çıkabilir.
Hava kirliliğinin getirdiği bir başka önemli sorun alerjik reaksiyonlardır. Hava kirliliği, polen ve diğer alerjenlerle birleşerek çocuklarda alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Özellikle astımı olan çocuklar, hava kirliliği nedeniyle daha sık atak
geçirmektedir. Hava kirliliğinin çocuklarda nörolojik etkilere neden olması da olasıdır. Bazı araştırmalar, hava kirliliğinin çocukların bilişsel gelişimini olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir. Özellikle kurşun ve civa gibi ağır metaller, çocuklarda öğrenme güçlüklerine ve davranış bozukluklarına neden olabilir. Hava kirliliği, böylece çocukların okul performansını da olumsuz etkileyecektir.
Su Kirliliği
Temiz ve güvenli su, çocukların sağlığı için hayati öneme sahiptir. Ancak, özellikle gelişmekte olan ülkelerde su kirliliği büyük bir sorundur. Su kirliliğinin çocuk sağlığı üzerindeki etkileri en önemli olumsuz etkisi bulaşıcı hastalıklardır. Kirli su, çocuklarda bulaşıcı ishaller, kolera, tifo ve hepatit gibi bulaşıcı hastalıklara yol
açabilir. Dünya Sağlık Örgütü, kirli su kaynaklı hastalıklar nedeniyle 5 yaşın altındaki pek çok çocuğun hayatını kaybettiğini belirtmektedir.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, temiz suya erişim sorunu çocukların sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Su kirliliğinin yol açtığı bir başka önemli sorun
da ağır metal maruziyetidir. Suda bulunan kurşun, civa ve arsenik gibi ağır metaller, çocukların nörolojik gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Özellikle kurşun maruziyeti, çocuklarda düşük zeka düzeyi, öğrenme güçlükleri ve davranış bozukluklarına neden olabilir. Ağır metaller, çocukların böbrek ve karaciğer gibi organlarını da olumsuz etkileyebilir.
Kimyasal Maddelere Maruziyet
Çocuklar, günlük yaşamlarında birçok kimyasal maddeye maruz kalmaktadır. Bu kimyasallar, evde kullanılan temizlik ürünlerinden, tarım ilaçlarına kadar geniş bir yelpazede yer alır.Kimyasal maddelere maruziyetin çocuk sağlığı üzerindeki etkilerinden biri giderek üstünde durulan bir konu olan endokrin bozuculardır. Bazı kimyasallar, çocukların hormonal dengesini bozabilir. Örneğin, ftalatlar ve bisfenol A (BPA) gibi maddeler, çocuklarda erken ergenlik, obezite ve diğer hormonal bozukluklara yol açabilir. Bu kimyasallar, plastik ürünler, oyuncaklar ve gıda ambalajlarında yaygın olarak bulunur.
Bazı kimyasal maddeler çocuklarda sinir sistemi üstüne toksik etki yapar. Kurşun, cıva ve pestisitler gibi kimyasal maddeler, çocukların sinir sistemini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi sorunlara neden olabilir. Özellikle tarım ilaçlarına maruz kalan çocuklar, nörolojik gelişim sorunları yaşayabilir.
Gürültü Kirliliği
Gürültü kirliliği, özellikle şehirlerde yaşayan çocuklar için büyük bir sorundur. Yüksek ses seviyeleri, çocukların işitme sağlığını olumsuz etkileyebilir ve stres düzeylerini artırabilir. Gürültü kirliliğinin çocuk sağlığı üzerindeki etkilerinden en önemlisi işitme kaybıdır. Uzun süre yüksek sese maruz kalmak, çocuklarda kalıcı işitme kaybına neden olabilir. Özellikle okul çevrelerinde ve evlerde yüksek gürültü seviyeleri, çocukların işitme sağlığını tehdit edebilir.
Stres ve uyku bozuklukları da gürültü kirliliğinin sonuçlarındandır. Gürültü kirliliği, çocuklarda stres, kaygı ve uyku bozukluklarına yol açabilir. Bu durum, çocukların okul performansını ve genel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Uyku bozuklukları, çocukların bilişsel gelişimini de olumsuz etkileyebilir.
İklim Değişikliği
İklim değişikliği, çocukların sağlığını doğrudan ve dolaylı yollardan etkileyen bir faktördür. Dinozorların yeryüzünden silinmesine iklim değişikliği başlatan bir göktaşının düşmesinin neden olduğuna inanılmaktadır. İklim değişikliğinin çocuk sağlığı üzerinde pek çok olumsuz etkisi vardır. Aşırı sıcak havalar, çocuklarda su kaybı, Sıcak çarpması ve diğer sıcaklıkla ilişkili hastalıklara neden olabilir. Özellikle bebekler ve küçük çocuklar, sıcak hava dalgalarına karşı daha savunmasızdır.İklim değişikliği, sel, kasırga ve orman yangınları gibi doğal afetlerin sıklığını ve şiddetini artırır. Bu afetler, çocukların fiziksel ve psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Afetzede çocuklara psikolojik destek sağlanması çok önemlidir.
İklim değişikliğinin en önemli sonuçlarından biri de bulaşıcı hastalıkların artışıdır. İklim değişikliği, sıtma, Dengue humması, Zika virüsü, Batı Nil virüsü gibi vektör kaynaklı hastalıkların yayılmasını kolaylaştırabilir. Sıcaklık ve nem artışı, bu hastalıkların taşıyıcılarının yayılmasını hızlandırabilir.
Çocukların Çevresel Faktörlere Karşı Korunması
Çocukların çevresel risklerden korunması giderek değişen ve kirlenen dünyamızda oldukça güçtür. Bu risklerden korunmak için alınabilecek önlemler oldukça çeşitlidir. Bu önlemler, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde uygulanabilir.
Temiz Havaya Ulaşılması
Çocukların yaşadığı evlerde kesinlikle sigara içilmemelidir. Sigara dumanı gibi zararlı maddeler olsun ya da olmasın evlerde hava temizleyiciler kullanılabilir. Evlerde mümkün olduğu kadar doğal havalandırma yöntemleri tercih edilmelidir. Ev dışında temiz hava sağlanması daha da önemli bir konu haline gelmiştir. Hava kalitesini artırmak için toplu taşıma sistemleri yaygınlaştırılmalı, fosil yakıt kullanımı azaltılmalı ve yeşil alanlar artırılmalıdır. Hava kirliliğini azaltmak için endüstriyel tesislerde filtre sistemleri kullanılmalıdır.
Temiz Suya Ulaşılması
Temiz suya ulaşılması insan sağlığına en büyük katkıyı sağlamıştır. Bu açıdan bakıldığında aşılar ve antibiyotikler bile temiz su sağlanmasından geride kalmaktadır. Şebeke suyunun güvenilir olmadığı durumlarda, su arıtma cihazları kullanılabilir. Özellikle kırsal bölgelerde temiz suya erişim sağlanmalıdır. Çocuklara hijyen eğitimi de çok önemlidir. Çocuklara ve ebeveynlere temiz su kullanımı ve hijyen konularında eğitimler verilmelidir. Ellerin düzenli olarak yıkanması, su kaynaklı hastalıkların önlenmesinde büyük önem taşımaktadır.
Kimyasal Maruziyetin Azaltılması
Güvenli ürünlerin kullanılmasıyla çocukların kimyasal maddelere maruziyeti azaltılabilir. Çocukların kullandığı oyuncaklar ve eşyaların, toksik kimyasallar içermemesine dikkat edilmelidir. Özellikle plastik ürünlerde BPA ve ftalat gibi zararlı maddelerin bulunmamasına özen gösterilmelidir. Organik tarım ürünlerinin kullanılması çocuk beslenmesinde karşılaşılabilecek kimyasal madde maruziyetini azaltabilir. Bu amaçla tarım ilaçlarının kullanımı azaltılmalı ve organik tarım teşvik edilmelidir. Çocukların tükettiği gıdaların organik ve doğal olmasına özen gösterilmelidir.
Gürültü Kirliliğinin Azaltılması
Ses yalıtımı çocukların gürültü kirliliğini azaltmada çok etkili olabilir. Bu amaçla okullarda ve evlerde ses yalıtımı yapılmalıdır. Özellikle okul çevrelerinde gürültüyü azaltacak önlemler alınmalıdır. Çocukların kentin gürültülü kalabalığından kurtulup nefes aldığı yeşil alanlar oluşturulmalıdır. Şehirlerde uygun planlama yapılarak yeşil alanlar artırılıp gürültü kirliliği azaltılabilir. Parklar ve bahçeler, çocukların gürültüden uzaklaşabileceği kurtarılmış alanlar olarak kullanılmalıdır.
İklim Değişikliğiyle Mücadele
İklim değişikliği bütün dünyanın gündeminde olan sıcak bir sorundur. Yenilenebilir enerji kullanımı bu sorunu yenmek için en umut vaat eden çözüm gibi görünmektedir. Bu amaçla fosil yakıt kullanımı azaltılmalı ve yeni yenilenebilir enerji kaynaklarının keşfi ve kullanımı teşvik edilmelidir. Güneş ve rüzgâr enerjisi gibi temiz enerji kaynakları, iklim değişikliğinin etkilerini azaltabilir. İklim değişikliğinin doğal sonucu olarak ortaya çıkan afetlerin yönetimi konusunda çalışmalar yapılmalıdır. Doğal afetlere karşı hazırlıklı olunmalı ve afet yönetimi planları geliştirilmelidir. Özellikle okullarda afet eğitimleri verilmelidir.
Çevresel Faktörlerin Çocuk Psikolojisine Etkisi
Çevresel faktörler, çocukların fiziksel sağlığının yanı sıra psikolojik sağlığını da etkiler. Özellikle doğal afetler, şehir yaşamı ve sosyal çevre, çocukların psikolojik gelişimini olumsuz etkileyebilir. Doğal afetler, çocuklarda travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve kaygı bozukluklarına yol açabilir. Afetzede çocuklara psikolojik destek sağlanmalıdır. Özellikle okullarda afet sonrası psikolojik destek programları uygulanmalıdır.Kalabalık ve yeşil alanların az olduğu şehirlerde yaşayan çocukların stres düzeyi daha yüksek olabilir. Şehirlerde yeşil alanlar artırılarak çocukların psikolojik sağlığı korunabilir. Parklar ve oyun alanları, çocukların stres atabileceği alanlar olarak kullanılmalıdır.
Çocukların yaşadığı çevrenin güvenli olması, onların psikolojik gelişimi için de önemlidir. Güvensiz ve şiddetin yaygın olduğu ortamlar, çocuklarda kaygı ve korkuya neden olabilir. Özellikle okul çevrelerinde güvenlik önlemleri artırılmalıdır.
Sonuç ve Öneriler
Çocuk sağlığı ve çevre arasındaki ilişki, gelecek nesillerin sağlıklı bir şekilde büyümesi için büyük önem taşımaktadır. Çocukların temiz hava, temiz su sunulan ve güvenli bir çevrede yaşaması, hem fiziksel hem de zihinsel gelişimleri
için gereklidir. Bu nedenle, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çevresel riskleri azaltmaya yönelik adımlar atılmalıdır. Ebeveynler, çocuklarını çevresel risklerden korumak için bilinçli davranmalı ve gerekli önlemleri almalıdır. Ayrıca, devletler ve uluslararası kuruluşlar, çevre kirliliğini önlemeye yönelik politikalar geliştirmeli ve uygulamalıdır.
Comments