Tek bir kelimede saklı binlerce anlam...
Kimine göre korku, kimine göre kurgu, kimine göre eve kapanma, kimine göre evin tadını çıkarma, kimine göre gerçek, kimine göre geçip gidecek, kimine göre işsizlik, açlık, yokluk kimine göre yeni işlerle gelen bolluk... Kimi kilo almadan kurtulduğuna, kimi ölmeden bu hayatta kaldığına sevindi. Kimi birlikteliklerini daha çok sevdi, korudu, kimi mecburiyetmiş dedi bırakıp kurtuldu. Kimi zoom’daki çocuğuyla sınandı, kimi yaptığı ekmeği yarıştırdı. Bilim ve bilim insanları da nasibi-ni aldı. Kimi az bildi çok söyledi, kimi bildiğini söylemeye yeltenmedi. Kimi doğru bildiğini savundu, kimi koltuğuna yapışıp bildiğini unuttu. Kimi doğru bili-nen yanlışları düzeltti, kimi sadece itaat etti. Benim için ise pandemi, Prof. Dr. Esin Şenol’u tanımak, anlamak ve hayran olmakla geçti.
Pandeminin ilk günlerini hatırlıyorum da herkes korku ve panik içinde poşet yıkarken biz çocuklarımızı evde “toplu taşıma ile gelen” yardımcılarımıza bırakıp eczanelerimize koşuyorduk. Normalinden daha fazla çalışmamız gereken, şaşkın-lığın, bilgi kirliliğinin, bilinmezlerin en çok olduğu o kaotik günlerde eczaneye gelen hastalarımıza, danışmanlığımıza güvenip bizlere soru soran yakınlarımıza doğru bilgiyi verebilmek için her birimiz kendine göre bir yol bulmuşken, benim yolum her akşam “bir kuple” Esin Şenol dinlemekti. Öğrenip anlatmak, anlayıp düzeltmek bizlerin göreviydi.
Pandemi öncesi herkesin teknik direktör olduğu ülkemizde bir anda herkes araş-tırmacı bilim insanı olmuştu. Belki de pandemin bir öğretisi de insanın “haddi” ile tanışması olmuştur. İşte bu pandemi ile beraber insanı da sorgulamaya başla-dığım günlerde kılavuzum Esin Şenol oldu.
Etkin Eczacılar Derneği Eğitim Komitesi olarak “Kış Hastalıkları Sempozyumu”nu hazırlanmaya başladığımızda; “Sağım Covid Solum İnfluenza, En Güçlü Desteğim Aşılama” konusunu bizlere en doğru ve güncel verilerle Prof. Dr. Esin Şenol ile Prof. Dr. Selim Badur’un anlatacağını biliyorduk. Oturuma Prof. Dr. Esin Şenol ile başla-dık. Corona virüsünü, insana nasıl geçtiğini, yayılım hızını, mücadele yöntemlerinin neler olduğunu, hastalığın semptomlarını, hastalık sonrası kişileri nelerin bekledi-ğini hem klinisyen hem de akademisyen gözüyle anlattı. Bugüne kadarki mutas-yonları, yaşananların sürpriz olmadığı gibi, sırada bizleri bekleyen birçok virüs ve pandemi olduğunu da hatırlattı. Ve dedi ki; tüm bunlar ile mücadelemizin tek aracı var “Aşı”. Virüsler mutasyona uğramaya, bizler de aşı bulmaya devam edeceğiz dedi.
Bu sözü hep söyledi ve söyledikçe de bedelini ödedi. Bizim coğrafyamızda kadın olmak zordur, vurması kolay olur. Bizim coğrafyamızda bilim insanı olmak da zordur, kendi doğrusunu değil gerçeği söyleyebilmek zor olur. Bizim coğrafya-mızda yetişmiş bir kadın bilim insanı olarak, bilime olan saygısı ile akılcı ve rasyonel bakış açısını önce öğrencilerine sonrada bizler gibi “takipçilerine” aktarmak için var gücüyle çalışan ve bu güç sayesinde her zaman dik durabilen Esin Şenol’a biz kadınlara örnek olduğu için ayrıca teşekkür ederim. Ve aşı demişken, ulusal ve uluslararası birçok saygın dergide yüzlerce yayını bulunan, özellikle son yıllarda grip aşısı denince akla ilk gelen, bizi her yıl güncelleyen, kıymetli meslektaşımız, saygıdeğer hocamız Viroloji Profesörü Dr. Selim Badur’u dinlerken öğrenecek ne çok bilgi, korunacak ne çok virüs var diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz.
Eczacılık Fakültesi lisans eğitiminin ardından bilim yapmaya Tıp Fakültesi’nde devam etmiş ve bilim dünyasının sayılı Virologlarından olmuştur. Sayılı diyorum çünkü laboratuvar çalışmalarının bu denli yoğun olduğu Viroloji gibi teknik bir alanda Covid ve İnfluenzanın immünopatogenezi’ni Selim Hoca’dan başkası bu kadar keyifli bir şekilde anlatabilir mi emin değilim. Benim Esin Hoca’ya karşı duyduğum hayranlığa karşı gösterdiği teveccühü ise söylemeden geçem-eyeceğim. Yaptıkları çalışmalar ile ülkemizin en değerli isimlerinden olan Prof. Dr. Esin Şenol’a ve Prof. Dr. Selim Badur’a davetimizi kabul edip geldikleri için teşekkür ederim.
Ecz. Tuğçe Halaçoğlu
Comments