top of page

KRONOLOJİ, DEJENERATİF HASTALIKLAR VE YAŞLILAR TEDAVİSİNDE GIDA FİTOKİMYASALLARI


Kronik hastalıklar, birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkar ve kişinin yaşamı boyunca devam ederek, hayat kalitesinde azalmaya neden olur. Bu hastalıklar hipertansiyon, damar sertliği, şeker hastalığı, obezite/şişmanlık, romatizmal sorunlar, bellek problemlerine yol açan Alzheimer, kanser ve yaşlılık gibi hastalıklardır.


Kronik hastalıkların ve yaşlanmanın, moleküler ve hücresel ortak özellikleri;

1-Genetik İnstabilite (Nükleus ve mitokondrial DNA hasarı, sık ve çok sayıda mutasyon oluşumu, inflamasyon, oksidasyon ve glikasyon sonucu).

2-Epigenetik değişimler (Hipometilasyon, Hipermetilasyon, Histon asetilasyonu)

3-Telomer kısalması veya uzaması (Telomeraz inaktivasyonu, Sistemik inflamasyon)

4-Protein metabolizmasında değişimler (Protein sentez ve dengesinde bozulmalar)

5-Hücrelerin besin algılama bozukluğu ve absorbe edilememesi, Anabolik hormon; (Estrojen, İnsülin, Büyüme hormonu, Testosteron, anabolik steroidler) sinyalleri yaşlanmayı, besin sinyallerinin azalması, yanı açlık ise uzun yaşamayı artırır.

6-Hücreler arası sinyalizasyon bozulması (Hücre bölünmesi durur, apoptoz ve otofaji (programlı ve/veya programsız hücre ölümü, temizliği) olmaz.

7-Kök hücre tükenmesi (rejenerasyonun durması veya çok yavaşlaması)

8-Mitokondri disfonksiyonu (Oksidatif stres, Mitokondri biyogenezinin durması)

9-Hücre yaşlanması (Kronik inflamasyon, hücrelerin bölünebilme özelliğinin kaybı, hücre salgılarının anormalleşmesi, rejenerasyon özelliğinin kaybı). Sonuçta bu değişimler insanda oksidasyon ve inflamasyon olarak kendini göstermektedir. Bitkisel gıdaların içerdiği fitokimyasallar tüm bu hastalıkların azaltılmasında ve ötelenmesinde ümit verici araştırmalara konu olmaktadır.

Gıda Fitokimyasalları


Bitkisel gıdalar, temel besin ögelerine (45-50 adet) ilaveten 10.000’den fazla fitokimyasal madde içermektedir. Fitokimya-sallar içinde; sayıları 8.000 civarında olan fenolik ve polifenolik bileşikler (6.000 flavonoid) son yıllarda hastalıkları önleme ve tedavide yoğun araştırmalarla olumlu etkileri gözlenmektedir. Yüzyıllardır insan gıdası olarak kullanılan bu maddelerin yan etkileri uygun miktarda gıda ilaç ve kozmetik olarak tüketildiği zaman yok denecek kadar azdır. Diğer taraftan moleküler, genetik, hücre ve hayvanlar düzeyinde yapılan laboratuvar araştırmalarında; hastalıkların büyük bir çoğunluğunun başlangıç nedeni, serbest radikallerin; DNA, RNA, proteinler, yağlar, hücre zarı ve mitokondri oksidasyonuna ve hasarına neden olduğunu göstermektedir. Bu ise hücre ve dokularda kronik ve akut inflamasyon yapmaktadır. Oksidasyon, inflamasyon, glikasyon ve genomik (mitokondri ve nükleus genomu) instabilite (çok sayıda mutasyon) sonucu hastalıklar başlamakta, doku ve organ yetmezliği sonucu, klinik hastalığa dönüşmektedir. Hastalıkların ve yaşlılığın temel nedeni olan, oksidasyon ve inflamasyon biyodengesinin bozulması sonucu ortaya çıkan hastalıklar Şekil-1’de gösterilmektedir.



Oksidatif imbalans

Hipertansiyon Kalp damar hastalıkları Alzheimer hastalığı Maküler dejenerasyon Osteoartirit Felç Şişmanlık Tip 2 Diyabet


İnflamasyon imbalans

Astım / Alerji Ülseraktif kolit Tiroid hastalıkları Seks hormon imbalansı Otoimmun hastalıklar Kanserler

Cilt hastalıkları

Fitokimyasalların Sınıflandırılması

Çok çeşitli ve çok sayıda doğal kimyasal yapıdan oluşan ve etki mekanizmaları da farklı olan gıda fitokimyasallarının yapısal ve fonksiyonel sınıflandırılması Tablo-1’de özetlenmiştir. Tablodaki bileşiklere ilaveten, organik asitler, Betalainler, metilxantinler, kinin bileşikleri de fitokimyasallar grubundandır.





Fitokimyasalların Fonksiyonları

Çok çeşitli Fitokimyasal olduğu için her birinin fonksiyonu da ayrıdır. Aşağıda temel biyoaktiviteleri sıralanmıştır.


a-Antioksidan aktivite: Fitokimyasalların çoğunluğu antioksidandır. Serbest radikallerin oksidatif hasarlarına karşı DNAyı, membranları, proteinleri ve yağları oksidasyondan korurlar. Antioksidatif fitokimyasallar; Alil sülfidler (soğan, sarımsak, pırasa), karotenoidler (havuç ve meyveler), flavonoidler (meyve ve sebzeler), polifenoller (çay, üzüm).


b-Anti-inflamasyon aktivite: İnflamasyon, dokularda şişme, kızarma, ağrı, ateş ve fonksiyon kaybı ile karakterize edilmektedir. Enfeksiyon ve diğer streslere karşı bağışıklık sisteminin yanıtı olarak ortaya çıkmaktadır. Flavonoidler, siklooksigenaz enzim yolağını inhibe ederek inflamasyonu önler. Zerdeçal (curcuma longa) curcumin etkili olarak inflamasyonu durdurmaktadır. Zencefil biyoaktif bileşeni gingerolda inflamasyon biyomarkırı olan sitokinleri azaltmaktadır.


c-Hormonal aktivite : Soyada bulunan izoflavonlar, estrojen gibi menopoz semptomlarını ve osteoporozu önlemektedir

d-Enzimleri stimüle ve inhibe aktivitesi, lahanada bulunan indol, meme kanseri enzimlerini inhibe ederek kanseri önlemektedir.

e-DNA replikasyonunu inhibe eden fitokimyasallar; saponinler, hücrede DNA replikasyonunu inhibe ederek kanser hücrelerinin çoğalmasını engellemektedir.

f-Antibakteriyel, antifungal ve antivirüs etkileri; sarımsakta bulunan allicin mad-desi tüm bu etkilere sahiptir. g-Hücre içi ve dışı sinyal kontrolü: Fitokimyasal moleküller hücre içi ve hücrelerarası sinyal ve reseptör moleküllerini kontrol, inhibe veya bloke ederek, hasta hücrelerin normale dönmesini sağlamaktadır. Apigenin, hücrede farklı sinyallerle etki ederek apoptozu başlatarak, hasta hücreleri temizlemektedir.

h-Fiziksel etkiler: Proantocyanidinler hücre duvarına yapışarak, bakterilerin enfeksiyonunu engellemektedir. Bu yolla yaban mersini proantosiyanidinleri, idrar yolu enfeksiyonunu ve diş çürümelerini engellemektedir.


Optimum sağlık için optimum gıda fitokimyasalları Optimum sağlık kişinin yaşam boyu fiziksel, duygusal, sosyal ve entelektüel olarak kendisini iyi hissetmesidir. Optimum sağlığın temelini fiziksel ve fizyolojik sağlık oluşturur. Bu ise doğru besinleri uygun miktarlarda tüketip, fiziki olarak aktif ve en iyi performansı sağlıklı yaşam boyu sürdürmek anlamına gelmektedir. Kişinin dışarıdan etkilendiği, kazalar, bulaşıcı hastalıklar ve genetik varyasyonlar, bu kavramın dışında kaza veya piyango olarak düşünülebilir. Hücresel ve moleküler sağlık için optimum beslenmenin örnekleri Tablo-2’de verilmektedir.




Süper gıda takviyeleri ve süper fonksiyonel gıdalar

Tüm gıdalar, az veya çok, insan için gerekli besinleri ve faydalı bileşikleri içermektedir. Fakat bazı gıdalar yaşamın değişik evrelerinde gerekli olan bazı besinleri daha fazla içerdiği için süper gıda takviyesi ve süper fonksiyonel gıda olarak kabul edilmektedir. Genel olarak doğal ve bütün gıdalar günlük yemeklerle alınan miktarlarla ancak fonksiyonel besinlerin içerdiği nütrasötiklerin %10’unu karşılamaktadır. Bu nedenden dolayı gıda takviyeleri birçok durumda gerekli olmaktadır. Yaşlılığı geciktirmede ve kronik hastalıkları önlemede tavsiye edilen süper gıdalar ve gıda takviyeleri Tablo-3’de özetlenmektedir.




Sonuç olarak bitki bazlı minimal işlenmiş, taze, temiz, seçilmiş gıdaların günlük yeterli miktarda; zeytin yağı, meyve, sebze, baklagil, çerez ve tohumlar, tam tahıl gıdalar, balık ve çok az miktarda hayvansal gıdalardan tüketilmesi ve günlük spor; yeterli miktarda su tüketimi, kronik hastalıkları önlemede ve sağlıklı yaşlılığı uzatmada en etkili yoldur. Şekil-2, meyve ve sebzelerin kalbin dostu olduğunu ifade etmektedir.


Kaynaklar:

1- Carlos López-Otín, Maria A. Blasco, Linda Partridge, Manuel Serrano, and Guido Kroemer (2013) The Hal- lmarks of Aging. Cell. 2013 June 6; 153(6): 1194–1217. doi:10.1016/j.cell.2013.05.039.

2- 2-Jianbo Xiao,Satyajit D. Sarker, Yoshinori Asakawa (2020) Handbook of Dietary Phytochemicals, Sprin- ger, Singapore, DOIhttps://doi.org/10.1007/978-981-

13-1745-3. 3- Manju S. M., Arvind K. S. and Raosaheb K.(2021)

Dietary Phytochemicals: As a Natural Source of Antioxidants DOI: http://dx.doi.org/10.5772/intecho- pen.99159

4- Yıldız F.(2010) Phytoestrojen in Functional Foods CRC Publishing Company.


Prof. Dr. Fatih Yıldız


bottom of page