top of page

KADIN CİNSEL ORGANLARI - İHMAL EDİLMİŞ KLİTORİS

Geçen sayıda ihmal edilmiş vajinayı ele almıştık. Dergimizin bu sayısında hiç konuşulmayan, bilinmeyen, hatta bilim çevrelerince bile yüzyıllarca yok sayılan İHMAL EDİLMİŞ KLİTORİS’ten bahsetmek istiyorum.


Kadın cinselliğinde temel bir rol oynayan klitoris, yıllarca anatomi kitaplarında yer almamış ve cinsellikte oynadığı rol göz ardı edilmiştir. Yüzyıllar önce erkek doktorların kadın vücuduna evlilik dışında dokunmasının yasak olması nedeniyle kadavra ve anatomi çalışmalarında kadın vücudu ve özellikle cinsel organları ele alınamamıştır.


Milattan sonra 1000’li yıllarda Pers ve Arap doktorlar klitorisle daha fazla ilgilenmeye başlamışlardır. Erkek doktorların kadın kadavrasına dokunmasına yönelik kısıtlamalar sürmekteydi. 17. yüzyılın sonlarında Gabriele Fallopio (kadın cinsel organlarının bir parçası olan tüplere ismini veren anatomisttir) ilk olarak prezervatifi icat etti ve prezervatifin cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruduğunu gösterdi.


Anatomist George Ludwig Kobelt’in 1844 yılındaki ayrıntılı açıklama ve çizimlerine kadar klitoris neredeyse yoktu. Bu açıklama ve çizimler o kadar detaylı idi ki neredeyse günümüzdeki bilgilerle yarışır haldedir. 1990’lı yıllardaki anatomi kitaplarında dahi penis ayrıntılı bir şekilde çizilmiş ve 3-4 sayfa yer tutmuşken, halen klitorisle ilgili ayrıntılı bilgileri görmek mümkün değildir.

Klitoristen minyatür bir penis olarak bahsedildiğini de duyarsanız aslında penisin kökenidir klitoris. Anne karnında bir fetus gelişirken cinsiyet organları 8. gebelik haftasından itibaren taşıdığı kromozomlara göre oluşur. XX kromozomunu taşıyan bir fetus kadın genital organlarına giden doğal yolda kalırken, XY kromozomuna sahip bir fetusda kadın genital kanalı kapanır, büyük dudaklar testisleri barındıran torbalara (skrotum) döner, bu arada klitoris de büyüyüp genişleyerek penis halini alır. Ve erkek cinsiyet organları oluşur. Bu durumda penisi, büyümüş ve serpilmiş bir klitoris olarak da tanımlayabiliriz.


Klitoris sadece cinsel haz oluşturmak için vardır. Görevi budur. Ve insan bedeninde tek amacı sadece haz vermek olan başka bir yapı bulunmaz. Bacaklarımızın arasındaki bölge yani vulvada, vajina açıklığına bakarsak, idrar deliğinin hemen üstünde bir kapşonla kapatılmış olarak klitorisin başını (glans) görürüz. Baş kısmını kapşonla gizlemek gereksiz temas ve gereksiz uyarıyı önlemek amaçlı olup aynı mantığı sünnetsiz peniste de görebiliriz. Klitoris bir askı ile pubik kemiğine bağlıdır. Dışardan görünmeyen, erektil yani dokununca kabaran dokulardan oluşmuş bacak kısımları, Latince ismiyle kruslar ile aşağıya doğru ters y şeklinde dudaklar boyunca anuse doğru uzanır. Klitoris başına gelen bir uyarı ile her iki bacakta bulunan erektil dokular kanla dolarak şişer. Ve vajina yan duvarları ve labiumlar kanla dolmuş olur, yumuşar, esneklik ve hacim kazanır.

Klitoris üretra dediğimiz idrarın vücuttan çıktığı delikle ve vajina ile yakın temastadır. Bu sebeple kliteroüretro-vajinal kompleks ismiyle tüm bu yapıların birbirleriyle olan ilişkisi vurgulanır. Ekip halinde ve birlikte hareket ettikleri, bir bütünün parçası oldukları bu terimle belirtilir.


Klitoris sünnetleri, kadınların haz almasının günah olduğu düşüncesi ile yapılan ve kadın cinselliğini sadece fiziksel olarak değil psikolojik ve sosyal boyutları ile de zedeleyen bir gelenek olarak Kuzey Afrika’nın belli bölgelerinde süregelmektedir. Cinsel eylem sırasında haz almanın günah olduğu düşüncesi, cinselliği sadece üremeye indirger ki klitorisin varlığı bu durumla çelişen en temel durumdur. Cinsel eylem sadece üremek amaçlı olsaydı klitorisin varlığı gereksiz olurdu.

Aşk çocuğu kavramını hiç duydunuz mu bilmem ama ben aşkla tohumu atılmış çocukların diğerlerinden daha farklı olduğunu gözlemleyen ve buna inanan kadın doğum uzmanlarından biriyim.


Sağlık, sevgi ve haz dolu günler dilerim.


Op.Dr. Seçil Günay Avcı

Kadın Doğum Uzmanı


bottom of page