top of page

GÜNEŞ VE GÜNEŞ KORUYUCULARI

Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için; yeterli korumayı sağlayacak kadar yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinin kullanılması gerekiyor. Güneş Koruma Faktörü (GKF) en az 15 olan güneş kremleri, UV ışınlarının zararlı kısımlarını büyük çoğunlukla bloke eder. Güneş, canlılar için yaşamın devamlığını sağlayan bir düzenleyici olmakla birlikte, yaydığı ultraviyole (UV) ışınları ile zararlı etkiler oluşturabilecek bir enerji kaynağıdır. Stratosfer tabakasında bulunan ozon, UV ışınlarının zararlı etkilerini engelleyen en önemli filtredir. Ozon tabakasında meydana gelen yırtılmaların artması, non-melanom ve malign melanom kanser vakalarının artışına neden olmaktadır. Özellikle yaz aylarında artan bu zararlı etkilerden korunmanın en etkili yolu güneşten kaçınmaktır.


UV ışın miktarı mevsim, günün saatleri, dönenceler, yükseklik ve özgül atmosfer koşullarına bağlı olarak değişim göstermektedir. Örnek vermek gerekirse yaz aylarında dünyaya ulaşan UV miktarı, ilkbahar ve sonbahara göre daha fazladır. Aynı şekilde öğle saatinde gelen UV miktarı günün diğer saatlerine göre daha yüksektir. Bulutlu havalarda yansımaya bağlı olarak UV miktarı daha yüksektir. Kar, UV radyasyonun %75’ini geri yansıtır. Son iki etkiye bağlı olarak; bulutlu günlerde ve karda güneş yanıklarının şiddetinde artış olmaktadır.


Güneşin UV ışınları dalga boylarına göre 3 gruba ayrılır:

UV-A (400-320 nm) en düşük enerjili ve daha az tehlikeli UV ışınıdır. UV-A ışınları doza bağlı olarak eritem, bronzlaşma, yaşlanma ve kanser oluşumuna neden olmaktadırlar, ancak bu etkilerin ortaya çıkması için UV-B ışınlarının 1000 katı kadar ışın dozuna gerek vardır. Güzellik salonlarında sıklıkla kullanılırlar.


UV-B (320-280 nm) insan ve diğer yaşam formları için en zararlı olanıdır. İleri derecede bronzlaşma, yanık ve yaşlanmadan sorumludur. Deri kanseri ve katarakta yol açar. Bitkilerin gelişimini yavaşlatır ve doğal yaşamı ve diğer hayvanların yaşamını etkiler.


UV-C (280-200 nm) ise en kısa dalga boyuna sahiptir ve en zararlı olmasının yanında ayrıca karsinojeniktir. Ancak, atmosfer tarafından filtre edildiği için yeryüzüne ulaşmazlar.


UV ışınlarının normal deri üzerindeki akut etkilerinin en belli başlıları; güneş yanığı (inflamasyon) ve bronzlaşma (melanogenezi uyarması), diğer biyolojik etkiler ise lokal ve sistemik immünsüpresyon, stratum korneum, epidermis ve dermisin kalınlığını artırması, vitamin D’nin fotosentezidir. Güneşin UV radyasyonuna yüksek dozda, aralıklı maruz kalma, özellikle çocuklarda, melanomun gelişiminde temel risk faktörü olarak belirlenmiştir.

Güneş yanığı inflamasyonu (eritem), UV ışınlarının ilk ve en bilinen akut deri yanıtıdır. Özellikle açık tenli kişilerde, eritem, ısı artışı, ağrı ve ödem gibi inflamas-yonun klasik belirtileri biçiminde ortaya çıkar. Eritem oluşumundan UV-B ışınları sorumludur, UV-A’nın aynı etkiyi oluşturması için UV-B’nin 1000 katı kadar bir enerji gerekir. UV-B’ye bağlı eritem güneş ışınları ile temastan sonraki birkaç saat içinde başlar, 6-24 saatte en üst düzeye ulaşır, birkaç günde solar ve yerini soyulma ve bronzlaşmaya bırakır.


Güneşten koruyucular (GK), UV ışınlarının absorbe etme, yansıtma ve dağıtma yoluyla deriye ulaşmalarını önleyen yerel ilaçlardır. Güneşten koruyucular güneş yanığını önlerler, yaşlanma izlerini azaltırlar. UVA’ ya bağlı kronik fotoyıkımı ve immünsüpresyonu azaltır, deri kanserlerinin oluşumunu önlerler.

Tam koruma sağlamak için güneşten koruyucu deri yüzeyine ince bir tabaka oluşturacak miktarda (birim alana 1,5- 2mg.) uygulanmalı ve homojen olarak dağıtılmalıdır. Bu da iki parmak kuralı olarak anlatılan miktara denk gelir. Sürekli güneş altındaysak 2-4 saat gibi aralıklarla güneş koruyucumuzu tekrar kullanmamız gerekir.



Güneş koruyucu çeşitleri nelerdir?


Kimyasal Koruyucular:

UV ışınlarını absorbe ederek, deriye girişini azaltırlar. Yalnızca UVB’yi ve hem UVB hem de UVA’yı (320-360 nm den kısa dalga boylarını) absorbe edenler olmak üzere iki çeşittirler. PABA (Para Amino Benzoik Asit), PABA esterleri (Padimat -A, Padimat- O, Escalol 505), sinnematlar (oktilsinnemat) ve salisilatlardır. Kimyasal koruyucular renksizdirler ve kozmetik kabul edilebilirlikleri fazladır.


Fiziksel Koruyucular:

UV ışınlarını yansıtma ve dağıtma yoluyla fiziksel bir bariyer oluştururlar. Hem UVA hem de UVB’ ye karşı iyi bir koruma sağlar. Kozmetik kabul edilmezler, suda erimeye dirençlidirler fakat güneş etkisi ile ısınma sonucu erirler, iki saatte bir yenilenmelidirler. Bu gruptaki koruyucular; titanyum dioksit, çinko oksit, talk gibi maddeleri içerirler.


Kombine Koruyucular:

Hem UVA hem de UVB içeren kimyasal koruyuculara fiziksel bir koruyucunun eklenmesi ile elde edilirler. Deri tipi açık tenli kişilerde etkili bir koruma sağlar. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için; yeterli korumayı sağlayacak kadar yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinin kullanılması gerekiyor. Güneş Koruma Faktörü (GKF) en az 15 olan güneş kremleri, UV ışınlarının zararlı kısımlarını büyük çoğunlukla bloke eder. Altı aydan daha küçük bebeklere güneş kremi sürülerek güneşe çıkartılması ve cildiniz çok hassas değilse de dudak, burun, eller gibi hassas yerlerin mutlaka korunması gereklidir.

İyi bir güneş koruyucu ürün; suya, terlemeye ve buharlaşmaya dayanıklı olmalı, kokusuz ve renksiz olmalı, irritan, toksik ve duyarlandırıcı olmamalıdır.Güneşten koruyucunun etkinliğini sürdürebilmesi için, uygun bir taşıyıcı içinde olması ve hem UVB hem de UVA’yı absorbe etmesi gerekmektedir.

Güneş koruyucu önerilirken kişinin deri rengi ve tipi, ışık duyarlılığı olup olmadığı (bu durumda hem UVB, hem de UVA’yı filtre edenler seçilmeli), mesleği ve açık hava aktiviteleri, göz ile ilgili duyarlılığı olup olmadığı dikkatle dinlenmelidir.

Doğru güneş koruyucuyu bulabilmeniz, bu konuda destek öneri alabilmeniz ve kaliteli ürüne ulaşabilmeniz için eczacınıza danışmanızı öneririz.


Kaynaklar:

1. Maxcy-Rosenau-Last. Public Health and Preventive Medicine. Ed. Wallace RB, Appleton &Lange, Stam- ford, Connecticut, 14th Edt. 1998; 627-29.

2. Yassi A, Kjellström, Kok T, Guidotti TL. Basic Envi- ronmental Health. New York, Oxford University Press, 2001; 375-78.

3. Ekici M, Acar Y. UV-B Radyasyon ve Etkileri, 9 Nisan 2003. Meteoroloji Genel Müdürlüğü Web Sitesi, http:// www.meteor.gov.tr/2003/arge/ozon/, 22.06.2003.

4. Karaduman A. Solar Radyasyon Ve Deri Üzerine Etkileri. http://saglik.tr.net/genel_ saglik_solar_rad- yasyon.shtml. 18.04.2005

5. The European Health Report 2002. 6. Nonionizing Radiation Protection, WHO Regional

Publications European Series No.10, Copenhagen. 7. Güler Ç. İklim Değişikliği ve Sağlık. Hacettepe Tıp

Dergisi, 2002; 33(1): 34-39. 8. IARC Monographs on the Evaluation of Carcinoge-

nic Risks to Humans, Volume 55, Solar and Ultravio-

let Radiation, IARC, Lyon-France, 1992. 9. Hawk JIM. Cutaneous Photobiology Chapter 21, in Rook, Williams-Ebling, Textbook of Dermatology,

1992. 10. Early Human Health Effects of Climate Change

and Stratospheric Ozone Depletion: From Lon- don to Budapest. Second Intergovernmental Pre- paratory Meeting, Stockholm, 26-27 June 2003. EUR/03/5045343/8 Rev.1, 19 June 2003.

11. Mutlu B, Toros H, Şen O. Ultraviole radyasyonun insan sağlığı üzerine etkileri, III. Atmosfer Bilim- leri Sempozyumu, 19-21 Mart 2003. İTÜ, İstanbul. ISBN.975-561- 236-X.

12. UV Index: What is the UV Index?. United States En- vironmental Protection Agency. http://www.epa. gov/ozone/uvindex 22.06.2005.

13. Stratosphere: UV Index. National Oceanic and At- mospheric Administration, National Weather Servi- ces Web Site, http://www.cpc.ncep.noaa.gov/produ- cts/str atosphere/uv_index, 22.06.2003.

14. İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendis- liği Bölümü. “Güneş Akıllı” ve Meteoroloji de Çağdaş Olmak. http://metbrif.uubf.itu.edu.tr/tur/uvindex.ht m. 22.06.2005

15. 100 TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 2005: 4 (2)


Ecz. Nergis Beyazıt Kalkan


bottom of page