top of page

GRİP, SOĞUK ALINGANLIĞI VE DOĞAL DESTEKLER

Yine bir sonbahar ve kış mevsimi. Kaçınılmaz problem grip ve soğuk algınlığı...

Hepimiz grip veya soğuk algınlığının başlangıcını hissederiz. Önce boğazımızda normal olmayan hafif bir kaşıntı veya ağrı, sonra burun akıntısı, halsizlik ve bitkinlik.


Soğuk algınlığı ve grip aslında birbirinden farklıdır. Fakat çoğu zaman karıştırılır.

Soğuk algınlığında; ateş nadir olarak görülür, genellikle burun tıkanması, sinüs-lerde doluluk, hapşırma, boğaz ağrısı vardır. Soğuk algınlığı sinüzit veya kulak ağrısına yol açabilir.


Soğuk algınlığı ile ortaya çıkabilecek komplikasyonlar:

Akut kulak enfeksiyonu (otitis media): Bakteri veya virüsler kulak zarının arkasın-daki boşluğa girdiğinde meydana gelir. Tipik belirti ve semptomlar, soğuk algınlığı sonrasında kulak ağrısı veya ateşin geri dönmesini içerir.


Astım: Hastada astım olmasa bile soğuk algınlığı hırıltıya neden olabilir, eğer hastada astım var ise soğuk algınlığı ile astım tetiklenebilir, krizler oluşabilir.


Akut sinüzit: Yetişkinlerde veya çocuklarda, geçmeyen soğuk algınlığı sinüslerde enflamasyona, ağrıya ve enfeksiyona neden olabilir.


Diğer enfeksiyonlar: Soğuk algınlığı, çocuklarda streptokok boğaz ağrısı, pnömoni ve krup veya bronşit gibi diğer ciddi enfeksiyonlara yol açabilir.


Soğuk algınlığında tedavi olarak ağrı kesiciler ve dekonjestanlar kullanılabilir. Soğuk algınlığı genellikle zararsızdır ve çoğu insan 3 -10 gün içinde iyileşir, ancak bazı durumlarda iki veya üç haftaya kadar uzayabilir. Soğuk algınlığında; ateş, baş ağrısı ve vücut ağrıları gibi genel semptomların olma olasılığı daha yüksektir. Soğuk algınlığı; dekonjestanlar, parasetamol, bitki çayları ve dinlenme ile düzelebilir. Grip ise, influenza virüsü nedeni ile oluşur. İnfluenza virüsü burun mukozası, boğaz ve özellikle akciğerlere yerleşir. Virüs akciğerlere yerleştiğinde halsizlik, eklem ağrısı, 38-39’ dereceye varan yüksek ateş, baş ağrısı ortaya çıkar. Bronşit ve zatürre gibi daha ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Grip (influenza) genellikle yıl içerisinde Ekim ayından başlayarak Mart sonu-Nisan başına kadar olan dönemde sık görülen oldukça bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Grip, kuzey yarım kürede yer alan her ülkede bu aylar arasında toplumda önemli sayıda kişiyi etkileyen bir hastalıktır. Bu aylarda hasta sayısının belirgin şekilde artması beklenen bir süreçtir.


Grip tedavisinde ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar kullanılmalıdır. Önerilen, ateş düşürücü olarak parasetamol grubu ilaçların günde 3-4 kez düzenli aralıklarla kullanılmasıdır. Grip tedavisinde, antibiyotikler kesinlikle etkisiz ve hatta zararlıdır. Çok nadiren gribe bakteriyel bir enfeksiyon eklenir ise antibiyotikler doktor önerisiyle kullanılmalıdır. Hastalıktan korunmada en etkili yöntemin grip aşısı olduğu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından her yıl vurgulanmaktadır.

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanları; özellikle riskli gruplar olarak belirlenen 60-65 yaş üzeri diyabet, tansiyon, astım, KOAH hastaları başta olmak üzere sık sık hasta-lanarak gelişmesi engellenen çocukların grip aşısı olmalarını tavsiye etmektedir. Yaşadığımız pandemi bizlere sağlıkta korunmanın ne kadar önemli olduğunu hatta tedavinin önüne geçtiğini bir kez daha gösterdi.


Sağlığımızı korumak için:

• İyi Beslenme • İyi Uyku • Günlük egzersiz • Vitamin ve Mineral Destek: Kış sezonunda bağışıklığımızı güçlendirebilecek besin destekleri D vitamini Çinko C vitamini Selenyum Quercetin • Bulunduğumuz ortamın iyi havalandırılması ve virüslerden arındırılması • Doğal geleneksel yöntemler • Uçucu yağların desteğinden faydalanmak


1) GARGARALAR:

Gargaralar ağız içi ve boğazın bakteri ve virüslerden arındırılması ve rahatlaması için çok sık başvurulan yöntemlerdendir. Doktor veya eczacınızın önereceği hazır gargaralar veya formülasyonunu vereceği evde hazırlayabileceğiniz gargaralar rahatlama ve semptomların azalması için faydalıdır.


• ADAÇAYI HİDROSOLÜ ile GARGARA

Bir çay bardağı ılık adaçayı hidrosolü içine 2 damla limon uçucu yağı, 2 damla mersin uçucu yağı ile hazırlayacağınız gargara rahatlama ve ferahlık sağlarken ağız mukozasındaki bakterilerin çoğalmasını engeller. Ayrıca tükürük salgısını artırarak ağız mukozasının nemli kalmasına yardımcı olur.


• TUZ ile GARGARA

Mersin hidrosolü veya ılık su içine karıştırılacak tuz ile yapılan gargara boğazdaki ağrı, yanma ve akıntı için oldukça etkilidir. Bir bardak ılık mersin hidrosolü veya ılık suyun içerisinde 1 çay kaşığı dolusu tuzu eritin. Bu çözelti ağızda 30 saniye süreyle gargara yapılmalı ve gün içinde 5-6 kez tekrarlanmalıdır.


• ZENCEFİL HİDROSOLÜ VE UÇUCU YAĞ KARIŞIMI ile GARGARA

Bir çay bardağı ılıtılmış Zencefil hidrosolü içine hergün bir damla çay ağacı ve limon uçucu yağları eklenerek karışım ağızda çalkalanabilir. Karışım yutulma-malıdır.


2) BAL ve BALLI KARIŞIMLAR:

Doğadaki en faydalı besinlerden olan bal, arılar tarafından çiçeklerden ve meyve tomurcuk-larından alınarak yutulur. Yutulan nektar arıların bal midesi denilen organlarında invertaz enzimi sayesinde kimyasal değişime uğrayarak oluşur ve kovandaki petek hücrelerine yerleştirilir. Bal, boğaz ağrısını tedavi etmek amacıyla geleneksel olarak kullanılan mucizevi bir doğal maddedir. Boğaz mukozası üzerinde bir tabaka oluşturur ve mukozanın onarılmasını sağlar. Bir kaşık bal içine 1 damla defne uçucu yağı veya zencefil uçucu yağı ekleyerek ağız içinde çalkala-narak emilmesi boğaz ağrılarını rahatlatır. Bir kaşık balın içine taze zencefilin rendelenip karıştırılarak alınması ses kısıklığında iyi bir çözüm olabilir.


Bal 1 yaşın altındaki bebeklere verilmemelidir! Bal içeriğinde bulunan değişik protein ve polenler duyarlı kişilerde alerji gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Şekerden kaçınması gereken kişilerin de yüksek şeker içeriği nedeniyle baldan uzak durmalarında fayda vardır.


3) HATMİ ÇİÇEĞİ KÖKÜ ve IHLAMUR:

Hatmi; en az 4000 yıldır çay ya da şurup halinde, göğüs yumuşatıcı ve öksürük kesici olarak kullanılan güvenilirliği bilinen bir bitkidir. Hatminin etkisi, ‘müsilaj’ olarak bilinen jelatin benzeri bir maddeden kaynaklanmaktadır. Eski Mısır’da MÖ 2000 yılında, hatmi kökünün balla kaynatılması ile hazırlanan tatlı, Firavun’lara ve Tanrı’lara adanırmış. Yüksek oranda müsilaj içeren hatmi kökü, oral ve farengeal mukozada koruyucu bir tabaka oluşturarak lokal iritasyonu ve enflamasyonu hafif-letir. Solunum yolu tahrişlerini azaltır. Hatmi kökünün müsilajında bulunan major bileşiklerden birisi olan ramnogalaktofuronanın ekspektorasyonu arttırdığı, öksürme şiddetini ve ataklarını azalttığı bilinmektedir. Boğaz ağrısına birebir olan hatmi çiçeğinin kurutulmuş yaprakları, 1 litre kaynamış suyun içerisine atılarak beklenir ve süzülerek içilir. Ya da 1 litre soğuk suyun içerisine tülbente sarılarak konulan 30 grama kadar kurutulmuş hatmi kökü, en az 8 saat suyun içerisinde bırakılır. Hazırlanan içecek gün boyunca azar azar içilir. Karışım hazırlamak istemiyorsanız veya vaktiniz yoksa hatmi içerikli doğal pastiller kullanarak boğaz ağrısı ve öksürüğün yatışmasını sağlayabilirsiniz.


Ihlamur; halk arasında bilinen ve yaygın olarak kullanılan bir bitkidir. Çiçekleri kullanılır. Eskiden beri göğüs yumuşatıcı, sedative ve antispazmodik etkileri bilinmektedir. Bileşiminde bulunan müsilajlar yardımı ile boğazdaki tahrişleri önlerken, flavonoid tipi bileşenleri yangı giderici ve ağrı kesici etkisi ile tahriş alanının onarımına yardımcı olur. İçeriğindeki linalool tipi uçucu yağ ise hastanın yatışmasını, rahatlamasını sağlar. Ihlamur yapraklarından hazırlanan çay veya ıhlamur ekstresi içeren pastiller boğaz ağrılarında ve öksürüklerde destekleyici olarak kullanılabilir.


4) TAVUK SUYU ile BAĞIŞIKLIK ÇORBASI:

Doğal ortamda yetişmiş tavuktan yapılan tavuk suyu çorba, barındırdığı kemik iliği ile kalsiyum, fosfor, sülfür, magnezyum ve silisyum gibi bağışıklık arttırıcı birçok faydalı mineral içerir. Kıkırdak ve kasları kemiklere bağlayan bağ doku-larının parçaları da çorbanın besleyici özelliklerine katkı sağlar. Bu maddeler, diz eklemlerinde kıkırdak erimesinde kullanılan “glikozamin kondrotin sülfat” tabletlerinin ana maddelerini doğal olarak içinde barındırır. Tavuk suyu çorbaya ayrıca limon ve acı baharatların eklenmesi, tükürük, boğaz salgılarını arttırarak balgamı yumuşatıp atılmasını kolaylaştırır.

UÇUCU YAĞLARIN DESTEĞİ:

Yüzyıllardır soğuk algınlığı semptomları ile başetmede kullanılan uçucu yağlar çoğunlukla; banyolarda, buhurdanlık veya difuserlarda veya cilde masaj şeklinde uygulanabilir. Uçucu yağlar enfeksiyonlara karşı savaşmakla kalmaz aynı zamanda bağışıklık sisteminin güçlenmesini de desteklerler. Uçucu yağlar içeriklerindeki çoklu kimyasal maddeler ve bunların sinerjistik etkileri ile antimikrobiyal aktiviteye sahip bileşenlerdir. Bronkodilatasyon ve mukusun üretiminin azalmasında rol oynarlar. Bu nedenle viral enfeksiyonlarla başetmede yardımcı olarak kullanıla-bilirler.


Uçucu yağların faydalarından yararlanmanın en güzel yolu bu yağların inhale edilerek burun yolu ile solunum sistemi ve akciğerlere ulaşmasını sağlamaktır.


Uçucu yağların inhalasyon metodları:

• Difuser

• Kişiye özel koklama çubukları veya mendilleri

• Buhurdanlık ile odaya yaymak veya sıcak su dolu bir kaba koyup başın üzerine havlu geçirerek uygulama yolu ile solunum yolunun açılması ve rahatlama sağlanır.


İnhale edilen soğuk algınlığı ve öksürük için kullanılan uçucu yağ karışımları burun kanallarını ve solunum yolunu açar, ayrıca antiviral etkisi ile virüsleri baskılar. Uçucu yağ burun yolu ile alınıp akciğerlere kadar ulaşır. Uçucu yağlar, hastalıklara karşı korunmada, vücudun virüslerle savaşma gücünü arttırmak için uygulanabilir.


Hangi uçucu yağlar?


ÇAY AĞACI (TEA TREE )- Melaleuca Alternifolia

Çay ağacı Avustralya ve Yeni Zelanda’da yetişen, boyu iki metreyi bulan, yassı bir ağaçtır. İsminin Çay ağacı olması Kaptan Cook’a dayanmaktadır. Yeni Zelanda’nın keşfi sırasında ağacın yapraklarını çay olarak kaynatan grup, sonrasında bu çayın iyileştirici ve temizleyici etkisini keşfeder. 1923 yılında Avusturalyalı bilim insanı Dr A.R Penfold çay ağacının antiseptik ve bakterisid etkisinin, o zamanlar standart antibakteriyel olarak kullanılan fenol’den 12 kat daha güçlü olduğunu keşfedene kadar, çay ağacı bilinmemekteydi... Çay ağacı uçucu yağı antiviral, antibakteriyel ve antiseptik etkilere sahip çok güçlü bir yağdır. Bu güçlü tedavi etkisine sahip uçucu yağ, aynı zamanda bağışıklık sistemini de aktive eder.


Çay ağacı uçucu yağı, bakteriyel ve fungal suşların hücre duvarına ve sitoplazmik zarına nüfuz ettiği bilinmektedir. Eğer burun tıkalı, baş ve gögüs bölgesinde dolu-luk ve balgam varsa çay ağacı ucucu yağı inhale edilebilir veya çay ağacı uçucu yağı eklenen sıcak bir banyo önerilebilir. Çay ağacı buharı; burun kanallarını temiz-ler ve bakterilerin eradikasyonunu sağlar. İyi bir etki için; sıcak su dolu bir kap içine çay ağacı yağı damlatıp başa bir havlu geçirerek 5-10 dakika nefes alıp verme öne-rilebilir. Bu inhalasyon burun kanallarının ve mukozasının rahatlamasını sağlar.

Çay ağacı uçucu yağı kesinlikle yutulmamalı veya içilmemelidir.


ÖKALİPTUS – Eucalyptus Globulus

Ökaliptus, Avusturalya aborjinleri tarafından enfeksiyonda, ateşte ve dezenfektan olarak kullanılmıştır. Daha sonra Fransız herbalist De Labillardiere tarafından inhale edildiğinde sıtma ateşini düşürdüğü bulunmuştur. Ökaliptus uçucu yağı cineol bakımından zengindir. Cineol içerikli yağlar, influenza ve soğuk algınlığın-daki etkilerinden dolayı ilaç endüstrisinde de kullanılmaktadır. Geleneksel olarak farenjit, bronşit ve sinüzitte kullanılan Ökaliptus uçucu yağı aynı zamanda içeriğin-deki 1-8 cineole den dolayı düz kaslar üzerinde kasılmaları azaltarak gevşetici etki gösterir. Ökaliptus yağı, solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan patojen bakteriler üzerinde, antibakteriyel etkiye sahiptir. İnhale edilen ökaliptus yağı dekonjestan etkilidir ve bronşit tedavisinde yardımcı olarak kullanılabilir. Dekonjestan ve antiviral etkilere sahip ökaliptus uçucu yağı, virüs ile savaşmanın dışında, burun tıkanıklığını açar ve enflamasyonu azaltır. Ökaliptus uçucu yağı, inatçı öksürükler, sinus tıkanıklığı ve bronşitte mukusun dışarı çıkmasında doğal destek tedavi olarak önerilebilir. Balgam söktürücü özelliğinden faydalanmak amacı ile ökaliptus yaprakları ile infusion şeklinde çay hazırlanıp günde 1-2 fincan önerilebilir.

LİMON

Limon uçucu yağı zengin bir vitamin deposudur. İmmun sistemi uyarır, lökositlerin; savaşçı hücrelerin çoğalmasını sağlar. Vücudun hastalık ile daha kolay savaşmasına destek olur. Limon yağı ayrıca kan dolaşımını arttırır.


SOĞUK ALGINLIĞINA KARŞI ORTAM HAVASINI TEMİZLEME

Çay ağacı uçucu yağı- Melaleuca alternifolia

Ökaliptus uçucu yağı -Eucalyptus globulus

Kekik uçucu yağı - Thymus vulgaris 5 qqt

Sedir uçucu yağı- Cedrus Atlantica 5 qqt

Limon uçucu yağı- Citrus limon 7 qqt

5 qqt 7 qqt


Karışım difuser ile her 30 dakika için 10 dakika ortama uygulanır. Ayrıca bu karışım Mersin hidrosolü içine konularak sprey olarak ortam havasını temizlemede kulla-nılabilir.


ÇAM- Pinus Sylvestris

Çam uçucu yağı burun pasajını açmada hızlı ve etkili bir yağdır. Ayrıca boğaz ağrısı içinde kullanılır. Çam uçucu yağı tıkanıklığı açar, ekspektoran etkilidir. Mukusu parçalar ve solunum yolundan atılmasını sağlar. Bronşit tedavisinde etkili bir ajandır. Çam uçucu yağı genel olarak soğuk algınlığı ve gripte koruyucu olarak etki eder. Çam ucucu yağı iyi bir antibakteriyel ve antidezenfektandır. Candida albicans, Herpes simplex, influenza gibi önemli virüsler üzerinde de etkilidir.


TIBBİ NANE- Mentha piperita

Antiviral ve antiseptik etkili tıbbi nane uçucu yağı solunum yolunu açarak öksürük tedavisinde rol oynar. Öksürükte iyi bir ekspektoran olarak etki eder. Ayrıca ateş düşürmede kullanılabilir. Çocuklar ve bebeklerde kullanımı önerilmez. Tıbbi nane, mentol içeriğinden dolayı topikal olarak çocukların yüz, boyun bölgelerinde kul-lanılması apne, bronşiyal spazm veya solunum problemlerine neden olabile-ceğinden kullanılması sakıncalıdır. Nane yağı kesme şeker üzerine 1-2 damla uygulanarak ağızdan alındığında spazm çözücü olarak veya gastrointestinal problemlerde ibs (irritable kolon), karminatif (gaz giderici) olarak kullanılabilir. Nane yağının ayrıca soğutucu etkisi bulunmaktadır.


TARÇIN - Cinnamomum Verum

Tarçın; antiviral, antimikrobiyal, antibakteriyel ve antifungal özellikleri bulun-maktadır. Tarçın uçucu yağı özellikle başedilmesi zor stafilokok enfeksiyonları üzerinde etkilidir. Çok güçlü bir uçucu yağ olduğundan karışımlara düşük dozlarda girebilir. Eğer soğuk algınlığı, boğaz ağrısı ve tıkanıklık yaşanıyorsa tarçın uçucu yağı karışımlarda tavsiye edilebilir.


KARANFİL - Syzygium aromaticum

Karanfil uçucu yağının antiviral, antibakteriyel ve antifungal etkileri bulunmak-tadır. Bu güçlü yağ, öksürük, baş ve diş ağrısında kullanılır. Enfeksiyonla savaşır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Karanfilin enflamasyon giderici etkisi solunum yolu problemlerinde öksürük, sinuzit ve bronşitte rahatlamayı sağlar. Karanfil yağında eugenol bulunmaktadır. Eugenol allerjik reaksiyona neden olabilir. Karışımlarda dikkatli ve düşük dozlarda kullanılmalıdır.


KEKİK- Origanum Vulgare

3500 yıl önce Sümerler tarafından dezenfektan olarak kullanıldığı bilinmektedir.

Kekik solunum sistemi enfeksiyonlarında, bronşit, öksürük, influenza, soğuk algınlığı ve tıkanıklıkta etkili olarak kullanılabilir. İçeriğindeki timol ve karvakrol’den dolayı iyi bir balgam söktürücüdür.. Nefes açıcı özelliği ile soğuk algınlığı, bronşit, grip ve astım gibi hastalıklarda rahatlatıcı etki sağlar. Kekik yağının içeriğinde bulunan karvakrol ve timol, bakteri membranını parçalayarak membranla ilgili materyallerin hücre dışına çıkmasını sağlar, lipofilik özelliği sayesinde ise bakteri duvarını delerek hücrenin daha iç kısımlarına ulaşır. Kekik yağı virüs ve bakteriler üzerindeki etki mekanizması ile güçlü antiviral etkilere sahiptir. Antibakteriyel ve antiviral etkilere sahip bir yağ olan kekik yağı hastalık-lara karşı korur. Kekik yağının limon, ökaliptus ve çay ağacı yağları ile birlikte kullanımı tıkanıklığı azaltır.


Mür - Myrrh aetheroleum

Mür uçucu yağının, eski Mısır’da kullanıldığı mumyalama balsamları ve merhem-lerinin yapıldığı bilinmektedir. Antik çağlardan beri ibadet yerlerinde, dini ritüel-lerde manevi farkındalık için tütsü olarak, hijyenik açıdan kokuyu arındırmak ve havayı temizleme amacıyla kullanılmıştır. Aromaterapide mür uçucu yağı, analjezik, antiseptik, antioksidan, antienflamatuvar, astrenjan, antispazmodik ve karminatif etkili olarak, inhalasyon, masaj ve banyo yoluyla ve ayrıca cilt/yara bakımı için topikal olarak uygulanmaktadır. Mür uçucu yağı, soğuk algınlığı, nezle, sinüzit, öksürük, boğaz ağrısı, diş eti problemleri ve cilt rahatsızlıklarında eczacınızın önerdiği karışım ve dozlarda güvenli bir şekilde kullanılabilir.

Sağlıklı Kışlar Dileği ile...


Uzm. Ecz. Sevil Ağalar Altınel


Kaynaklar:

• World Health Organization (WHO) • Centers for Disease Control and Prevention, Natio- nal Center for Immunization and Respiratory Diseases (NCIRD); July 22, 2021

• Halendar, I.M., Alakomi, H.L., Latva-Kala, K., Mattila-San- dhom, T., Pol, I., Smid, E.J., Gorris, L.G. M., von Wright, A., 1998. Characterisation of the action of selected essential oil components on gram negative bacteria. Journal of Agricultural and Food Chemistry 46(9): 3590–3595.

• Lambert, R.J.W., Skandamis, P.N., Coote, P., Nychas, G.J.E, 2001. A study of the minimum inhibitory concentration and mode of action of oregano essential oil, thymol and carvacrol. J. Appl. Microbiol. 91(3): 453-462.

• Lee, H.S., Ahn, Y.J.,1998. Growth-inhibiting effects of Cinnamomum cassia bark-derived materials on human intestinal bacteria. J. Agri. Food Chem. 46(1): 8-12. • Antimicrobial Properties of Plant Essential Oils against Human Pathogens and Their Mode of Action: An Upda- ted Review ; Mallappa Kumara Swamy, Mohd Sayeed Akhtar, and Uma Rani Sinniah

• Ma L, Yao L 2020 Antiviral effects of plant-derived es- sential oils and their components: an updated review. Molecules 25:2627

bottom of page