top of page
Yazarın fotoğrafıEsin Efe Şen

D VİTAMİNİ GÜNEŞLE GELEN SAĞLIK

Hipertansiyon, kalp hastalıkları, bazı kanser türlerine karşı koruyucudur. Bunun dışında bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışması, obezite, diyabet gibi metabolik durumların patogenezinde, kas sağlığı ve beyin gelişimi için önemli rol oyna-maktadır.


D vitamini yağda çözünen bir hormon öncülü olup sağlık üzerinde pek çok olumlu etkisi, yapılmış bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. D vitamini yağda eriyen ve vücutta depolanabilen bir vitamindir. Diyetle alınan kalsiyum ve fosforun bağırsaktan emilmesini sağlar. Bağırsaktan yeterli kalsiyum ve fosfor emilimi, kemiğin uygun mineralizasyonu için önemlidir. D vitamini kemik erimesine neden olan bir hormon olan paratiroid hormonunun salgılanmasını baskılar. D vitamini yeterli olmayan bireylerde, kemik kırılganlığında artış olabilmektedir. Hipertansiyon, kalp hastalıkları, bazı kanser türlerine karşı koruyucudur. Bunun dışında bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışması, obezite, diyabet gibi metabolik durumların patogenezinde, kas sağlığı ve beyin gelişimi için önemli rol oynamak-tadır. D vitamini kaynakları deriden sentezlenen kolekalsiferol (vitamin D3) ve besinlerle alınan ergokalsiferoldur (vitamin D2). Vücuda alınan ergokalsiferol ve kolekalsiferol aynı metabolik yolaklarla metabolize edilmektedir. Besinlerle alınan ya da deride sentezlenen D vitamininin insan vücudunda görev yapabilmesi için aktif hale dönüşmesi gereklidir. Aktif D vitaminine dönüşüm vücutta karaciğer ve böbrekte olur. Daha sonra karaciğer ve yağ dokusunda depolanır.


Normal koşullarda vitamin D’nin %80-90’ı güneş ışınlarının etkisiyle deride yapılmaktadır. İnsanlarda D vitaminin ana kaynağı güneş ışınlarından gelen UVB radyasyondur. Besinlerde genel olarak az oranda bulunan vitamin D; yağlı balıklarda (somon, ton, uskumru, sardalya vb.) fazla miktarda bulunurken, süt ve süt ürünlerinde ise az miktarda bulunur. Yulaf, tatlı patates, yumurta sarısı, sıvı yağlar, karaciğer, maydanoz, ısırgan otu, muz, kuşburnu, kivi, çilek, böğürtlen, havuç, üzüm, karpuz, şeftali, kayısı diğer besinler D vitamini kaynaklarıdır.


Türkiye 36. Enlemden başladığı için bu ülkeler arasında yer alır. Bu nedenle sonbahar aylarından bahar aylarına (Ekim’den Mart’a) kadar D vitamini güneşten sentezlenemez; D vitaminini besinlerden ve D vitamini takviyelerinden almak gerekir.


D vitamini sentezine neden olan UVB ışınları ciltte yeni renk pigmentleri oluşumunu sağlarken, UVA ışınları cildin koruma mekanizmasını harekete geçirerek bu pigmentlerin aktive olmasını ve bronzlaşmayı sağlar.


UV radyasyon 3 kısımda incelenebilir;

UVA (>315-400nm) UVB (>280-315nm) UVC (>200-280nm)

Güneş ışınlarının spektrumu ve yoğunluğu atmosferden geçiş esnasında değişikliğe uğramaktadır. Atmosferden geçiş esnasında stratosfer tabakası <290nm’deki UVC radyasyonun tamamına yakınını ve UVB radyasyonun %70- 90’ını engellemektedir. Bu nedenle yeryüzüne ulaşan güneş kaynaklı radyas-yonun ancak %5’lik kısmı olup, bu kısım 290-400 nm spektrumunda yer almaktadır.


UVB’nin yeryüzüne ulaşmasını veya insan derisine geçmesini engelleyen durumlar vitamin D eksikliğine neden olmaktadır. Yeryüzüne ulaşan UVB ışın miktarı, mevsim, günün saati, dönence, rakım ve atmosfer koşullarına bağlı olarak değişmektedir. Deride vitamin D sentezi için güneş ışığının zirve açısı önemli olup zirve açısı arttıkça UVB ışınlarının kat edeceği mesafe artar ve daha az miktarda ışın deriye ulaşır. Bu durum özellikle kış aylarında 35. kuzey paralelinin üstünde ve 35. güney paralelin altında kalan bölgelerde görülen vitamin D yetersizliğinin nedenini açıklamaktadır. Ülkemizin bulunduğu en-lemde vitamin D sentezi Nisan-Ekim ayları arasında gerçekleşir. Uygun ışın açısı (güneş ışınlarının yeryüzüne dik ulaştığı saatler), özellikle dermatologların kesinlikle güneşe çıkmayın dediği saatlere tekabül eden 10.00-15.00 arasında olduğundan, D vitamini sentezi için bu saatlerde güneşe çıkılması önerilir. Bu saatlerin dışında güneş ışınlarının etkisi D vitamini sentezi yönünden azalır. Güneşe çıkma süresi, deri tipine göre değişmekle birlikte, 10-30 dk. arasında ol-ması önerilir.


Deride yeterli D vitamini oluşumu için, haftada en az 2 kez yüz, kollar, bacaklar ve sırtın güneş koruyucu sürülmeden 20-30 dakika gün ışığına maruz bırakılması D vitamini sentezi için yeterli olmaktadır. Ciltte D vitamini sentezi hemen başlama-dığı için güneşlendikten sonra en az 1-2 saat duş alınmamalıdır. Duş alınması gerekiyorsa; sabun ve şampuan kullanmadan ılık suyla duş alınmalı, keselenme-melidir. Güneşlendikten sonra sabunlanmak neden yanlış? Uygun şekilde güneşlenip cildinize bol miktarda doğal D vitamini ürettirdiniz. Üretilen o D vita- mini öncüsü madde önce cildinizdeki yağ bezlerinin salgılarıyla derinin yüzeyine doğru çıkıyor. Sonra da 48 saat içinde ciltten yeniden geri emilerek kanınıza geçiyor. Eğer bir de sıcak su ile duş alırsanız, deri üzerindeki yağları tamamen uzaklaştırarak, cilt yüzeyindeki doğal D vitamini öncü maddesini daha geri emil-meden sabun ve şampuan kullanarak cildinizden uzaklaştırmış olursunuz!


Sisli havaların sık olduğu bölgeler, fabrika dumanları ile aşırı kirlenen havanın solunduğu alanlar, metropollerde plazalarda, kapalı mekanlar yeterli D vitamini oluşumunu engeller. Komple bulut örtüsü, UV enerjisini %50 oranında azaltır; Gölge (şiddetli kirlilik nedeniyle oluşan dahil) %60 oranında azaltır. Cam ve tül arkasından güneşlenme, faktör düzeyi 15 veya üzerindeki güneş koruyucu kremlerin kullanılması güneş ışınlarının deriye ulaşmasını engellemektedir. Ayrıca, bazı kişilerde D vitamini eksik olmamasına rağmen, vücudu D vitaminini kulla-nılabilir forma getiremeyebilir. Yaş almış insanlar, koyu tenliler, obez olanlar, böbrek veya karaciğer hastalığı olan kişiler D vitamini eksikliği riski altındadırlar.

Kan tablosuna göre D vitamini düzeylerimiz; 25 OH vitamin D düzeyi: 30 ng/ml ve üzeri normal/yeterli, 20-30 ng/ml arası D vitamini yetersizliği, 20 ng/ ml’nin altı D vitamini eksikliği olarak tanımlanır. D vitamininin optimal genel sağlık yararlarını elde etmek için tercihen 25OHD3 değerinin 40-60 ng/ mL arasında olması gerektiği kabul edilir. 25 OH vitamin D düzeyinin 100 – 150 ng/ml arasında olması D hipervitaminoz, 150 ng/ml üzerinde ise D vitamini intoksikasyonu olarak kabul etmiştir. Bu durumda akla gelen soru; Fazla Güneşlenmeyle D vitamini Zehirlenmesi Olur mu? Hayır, vücuttaki mekaniz-malar güneşte deride fazla D vitamini yapımını baskılamaktadır.


Sonuç olarak; D vitamini vücudumuz için çok önemli bir vitamindir. Kemik sağlığını ilgilendirdiği gibi vücudun diğer sistemlerinin sağlığı ile de ilgilidir. Eksikliği için risk taşıyan bireylerin taranması ve hekim kontrolünde tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır.


Güneş ışınları ve ultraviyole radyasyona maruziyet ile ilgili olarak yapılmış çalışmalar, özellikle cilt kanserini arttırıcı yönde olumsuz etkilerini göstermiştir. Bu çalışmalar, toplumlarda güneş ışığına karşı korunma yönünde önlemlerin alınmasına yol açmıştır. D vitamini sentezi için güneşin önemine rağmen cildin güneş ışığına maruz kalmasının sınırlandırılması gerektiği düşünülmektedir. Çünkü UV ışınları, cilt kanserinin çoğundan sorumlu bir kanserojen ve metastatik melanoma riskini artırması nedeniyle de dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Cildin ömür boyu biriken UV hasarı, yaşla ilişkili kuruluk ve diğer kozmetik değişikliklerden de büyük ölçüde sorumludur. Bu yüzden dermatologlar güneşe maruz kalındığında güneş kremi de dahil olmak üzere fotoprotektif önlemlerin alınmasını öneriyor.



Mevcut tavsiye, insanların örtünmeden ve gölgeye çekilmeden önce kendi cilt tiplerinin yanması için gereken sürenin yarısı kadar güneşte kalmalarıdır. Bu yöntem, cilt kanseri riskini artırmadan onlara ihtiyaç duydukları tüm D vitaminini sağlamaktadır. Yüzün maruziyeti mümkün olduğunca engellenmeli, eller omuzlar ve sırt aracılığıyla gerekli ışının alınması sağlanmalı, Tip1 ve Tip2 yani hassas cilde sahip olup kolay güneş yanığı olabilenler günlük 20 dakikadan fazla güneşe çıkmamalı. Bu sürenin üzerinde güneşlenme D vitamini sentezini arttırmaz. Kızarıklık ve olası yanıklar açısından dikkatli olunmalı, bu durumlar engellenecek şekilde güneşe çıkılmalıdır. Hassas cildi olanlar D vitamini kaynağı olarak güneş ışınlarından çok D vitamini içeren preparatları kullanmalıdır.


Kaynaklar:

1- https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/kan- ser-db/yayinlar/raporlar/D_Vitamini_Gunes_Isin- lari_UVB_ve_Kanser.pdf

2- Alfredsson L, Armstrong BK, Butterfield DA, et al. In- sufficient Sun Exposure Has Become a Real Public Health Problem. Int J Environ Res Public Health. 2020;17(14):5014. Published 2020 Jul 13. doi:10.3390/

ijerph17145014 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/ pmc/articles/PMC7400257/

3- Nipith Charoenngam1,2 and Michael F. Ho- lick1,* Immunologic Effects of Vitamin D on Human Health and Disease Published online 2020 Jul 15. doi: 10.3390/nu12072097 PMCID: PMC7400911 PMID: 32679784 https://www.ncbi.

nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7400911/ 4- https://www.medicalnewstoday.com/artic-

les/benefits-of-sunlight 5-https://www.medicalnewstoday.com/artic-

les/326167

1. 6- https://www.medicalnewstoday.com/articles/sun-

light-guidelines-from-40-years-ago-may-need-re-vision

2. 7- D Vitamini Eksikliği Olan Bireylerin Yaşam Tarzla-

rının Belirlenmesi Mediha Çetin Emine Kıyak Turk

J Osteoporos 2022;28(1):11-18

3. 8- Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği ht-

tps://temd.org.tr/halk/hastaliklar/d-vitamini-eksikligi

4. 9- Doç.Dr.Tansel ÇOMOĞLU Ankara Üniversitesi, Ec-

zacılık Fakültesi, Farmasötik Teknoloji ABD, 06100 Ankara https://www.aeo.org.tr/Files/Yayinlar/sek- tor-eczaci-bulusmasi-gunes-ve-saglik-60yil.pdf


Uzman Eczacı Esin Efe Şen


Comentários


bottom of page