Baskılanmış ve doyuma ulaşmamış cinsel dürtüler sağlığa zarar verici rol oynayabilir. Cinsellik her insanın kişiliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Sağlıklı bir cinsel olgunlaşma, kişilerin ömür boyu kuracakları aile ve eş ilişkisini de etkiler. Cinsel kimlik ve anlayış çocukluk döneminde olgunlaşır. Bedeninden nasıl haz alacağını keşfetmek bir erkek çocuk için oldukça erken yaşlarda gerçekleşirken, çoğu kadın bir ömür boyu bedeninden nasıl haz alabileceğini keşfedemeden yaşar, büyür, doğurur, yaşlanır ve ölür. Yetişme ve gelişme çağında bedenlerini rahatça merak eden “ortalama” erkek çocuğa karşılık, “ortalama” kız çocuğu bedenini ona bakanların gözü ile görmeye şartlanmıştır. Özellikle toplumumuzda kadınlar kendi bedenlerinin üremeye ilişkin fonksiyonlarını dahi pek bilmez. Kadınlar kendi anatomilerine, organlarının fonksiyonlarına, adet, hamilelik, doğum gibi süreçlere, cinsel yakınlaşmanın fizyolojisine dair çok az bilgi bolca korku ve endişe sahibidirler. Bu durum jinekolojik muayene sıklıklarını ve hastalık tanılarını dahi etkiler. Yapılan bir ankette kadınların yüzde 57’si kendi cinselliği hakkında “pek bilgili değilim veya hiç bilgili değilim” demiştir. Kadın kendi bedeninin bir haz nesnesi olduğunu erkeğe oranla çok ileri yaşlarda keşfeder. Çoğu zaman cinsellikten haz alması gerektiğini bilmeden yaşar. Cinsellik sadece kadının evlilik içinde yerine getirmesi gereken görevlerinden birisi ve sevginin bir göstergesidir. Evlilik boyunca hazza değil, içinde bulundukları ilişkiye odaklanmaya koşullanmışlardır. İlişki sürdüğü sürece haz olmamasını sorun olarak görmeyecek şekilde öğretilmişlerdir.
Keyif alınmayan cinsellik zamanla eşler arasında uyumsuzluk, tatmin eksikliği, suçluluk ve yetersizlik duygularını körükler. Keyif alınmayan cinsellik, zamanla cinsel isteksizliğe, cinsel isteksizlik vajinal kuruluğa, kuruluk ve bozulan vajinal sağlık ilişkide ağrı gibi sağlık sorunlarına, kronik ağrı ve tatminsizlik depresyona doğru ilerleyebilir. Çoğu zaman esas sorunun yok sayılması vücutta başka yansımalar şeklinde kendisini gösterebilir. Kadınlarda görülen tekrarlayan ve inatçı vajinal enfeksiyonlar, ilişki ve adette aşırı ağrı gibi fizyolojik yansımalar olduğu gibi; dişiliğin kanıtlanması amaçlı psikolojik savunmalar da gelişebilir. Temizlik takıntısı, çocuğuna aşırı bağlanma, evham, kilo veya güzellik ya da estetik takıntıları ortaya çıkabilir.
Kadında bozulan cinsel kimlik ve dişilik algısı, farkında olmadan bir davranış kalıbı olarak anneliğini kopyalayan kız çocuğuna otomatik olarak geçer. Hatalı davranış kalıpları ve hatta travmaların, öğrenilmiş çaresizlik ve kurban rollerinin nesiller boyunca taşınması toplumsal bir sorun olarak ortaya çıkabilir. Çünkü cinsel bir varlık olarak insan, sadece bedensel değil; duygusal, düşünsel ve toplumsal bütünlüğünü, kişilik gelişimini, iletişim ve sevginin paylaşımını cinselliğini sağlıklı yaşarsa zenginleştirir.
Bağışıklık artışı ve kanser hücrelerinden arınma ile cinsellikten alınan keyif ve haz arasındaki bağlantı, kadında daha uzun ve sağlıklı bir yaşam ile de kendini gösterir. Cinsellikten keyif alınmıyorsa, eşler arasında bu durum konuşulabilir olmalı ve fazla zaman geçirmeden bir doktora danışılmalıdır. Her sağlık sorunu gibi cinsel sorunların da erken aşamada daha kolay ve kısa sürede çözüme ulaşabileceğini bilmek önemlidir.
Keyifli, mutlu ve sağlıklı bir cinsel yaşam dileklerimle.
Kaynak:
Kadın Cinselliği Bilgilendirme Dosyası CETAD
Jinekolog Dr. Seçil Günay AVCI
コメント