top of page

AMİNOASİTLERİN CİLT ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Vücudumuzun temel işlevlerini sağlamadaki en önemli değerli bileşenlerden biri de aminoasitlerdir. İnsan bedeninin kendisi tarafından üretilen ve kullanılan aminoasitlerin, günümüzde çevre ve beslenmedeki olumsuz etmenler sebebiyle gerek cilt gerekse vücutta beklenenden hızlı yıkıma uğraması bugün bizim aminoasitlere olan ihtiyacımızı daha da arttırmaktadır.


Aminoasitler yapı olarak proteinlerin ana yapı maddesidir.

Birçok deri altı dokuda, kanda, organda çeşitli aminoasitler önemli hayati faaliyet-lerde rol almaktadır. Cilt üzerinden aminoasitlere bakacak olursak yine günümüz-de sıkça duyduğumuz kolajen; bir protein olup, aminoasitlerin birleşiminden oluşmaktadır. Cildin bariyerini oluşturan protein yapısının alt kısmı, aminoasit içeriğiyle olmaktadır. Cildi korumaya ve canlı, sağlıklı ve istenilen nem düzeyini tutmaya yardımcı maddelerin bir kısmı bu ve benzer bazen büyük protein yapılarından oluşmakta, bazen de en basit ve yalın aminoasit formuyla formülas-yonlara katılmakta ve cildi koruma, sahip olduklarını tekrar kazanmaya yardımcı olmasını sağlamaktadır.


Vücudumuzun büyük bir çoğunluğunu suyun oluşturduğunu zaten biliyoruz. Cildimiz için de derinin su tutma yani cildin nem düzeyi, onun ne kadar canlı ve sağlıklı olduğunun ve göründüğünün bir göstergesidir. Cilt altı dokuların ve derinin nemli kalmasında birçok etken görev almaktadır. Bunlardan birisi, vücu-dumuzda bulunan amino-asitlerden lserin’dir (%36). Bununla birlikte, glisin (%22) ve lalanin (%13) yine cildi nemlendirmede yoğunluğu yüksek serbest aminoasit-lerden birkaçıdır. Bu üç aminoasit kadar olmasa da yine nemlendirmede deri altında histidin, ornitin sitrulin ve arginin belirli seviyede rol almaktadır (%6-8).

Doğal metabolizmada bulunan bu aminoasitler dış ve iç etkilere bağlı sentezle-meme veya az sentezlenme durumuna bağlı olarak cilt bariyerinde nemlendirme kaybı oluşmasını engellemek için doğal olmayan ama aynı özelliği gösteren aminoasit türevleri çeşitli nemlendirici ve temizleyici formülasyonlarda karşımıza çıkmaktadır.


Yapılan bazı çalışmalarda cildi nemlendirmede yüksek etkisi bulunan Lhomoserin, N-hidroksiglisin ve Nhidroksiserin’in doğal aminoasitlere oranla çok daha fazla su tutma kapasitesi olduğu kanıtlanmıştır. Bu durumda atopik dermatit gibi, ciltte nemin ve suyun azalmasına bağlı olan hastalıklarda deriyi normal su ve nem düzeyine getirmek de doğru bir tercih olacaktır. Tabii cildin nemini tekrar kazanmasında tek bir etken madde yoktur, tüm birleştirici maddeler bir araya gelip istenilen sonucu vermede etkili olmaktadır. Ama bu noktada doğru seçilen aminoasitler veya türevleri cildin sağlıklı, parlak ve canlı olmasında mutlaka formülasyonda aranması gereken önemli bir bileşen olarak karşımıza çıkmaktadır.


Kaynaklar:

1. Design, synthesis and characterization of linear unnatural amino acids for skin moisturization N. R. Arezki,A. C. Williams,A. J. A. Cobb,M. B. Brown. First published: 05 July 2016 https://doi.org/10.1111/ics. 12351Citations: 15

2. Cork, M.J., Danby, S.G., Vasilopoulos, Y., Hadgraft, J.A., Lane, M.E. and Moustafa, M. Epidermal barrier dys- function in atopic dermatitis. J. Invest. Dermatol. 129, 1892ñ1908 (2009).

3. Jokura, Y., Ishikawa, S., Tokuda, H. and Imokawa, G. Molecular analysis of elastic properties of the stra- tum corneum by solid state 13C-nuclear magnetic resonance spectroscopy. J. Invest. Dermatol. 104, 806ñ812 (1995).

4. Rigg, P.C. and Barry, B.W. Shed snake skin and hair- less mouse skin as model membranes for human skin during permeation studies. J. Invest. Dermatol. 94, 235ñ240 (1990).


Uzman Ecz. Neslihan Sungurtaş

bottom of page