top of page

Güneş Lekeleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Güneş lekeleri cildin yoğun ve uzun süreli ultraviyole ışınlarına maruzkalması sonrasında gelişen ciltte renk artışıdır. Cildimize renk veren melanin hücrelerinin sayıca artışı güneş lekelerine neden olur. 40 yaş üstü, açık tenli kişilerde lekeler daha sık görülür. Koyu tenli kişilerde nadirdir ve sayıca azdır. Leke olan bölgelerde cilde renk veren hücre sayısında artış bulunduğundan tedavi edilmediği müddetçe lekeler kalıcıdır. Güneş lekeleri genellikle oval, açık kahverengi renkte görülmekle birlikte bazen koyu renkli olabilir. Yüz, eller, sırt ve ön kol lekelerin en sık görüldüğü bölgelerdir.


Güneş lekelerinin tanısı dermatoloji hekimleri tarafından klinik muayene sonrasında konulur. Bazı durumlarda güneş lekelerini ciddi bir durum olan malign melanomdan ayırt etmek zor olabilir. Bu tip durumlarda dermatoloji hekimi dermatoskopik muayene ile lezyonu değerlendirir. Dermatoskopik görünümden tanıda şüphe olursa patolojik inceleme yapılır.


Güneş lekelerinin tedavisi zor ve zaman alıcıdır. Lekenin şiddeti ve süresine göre harici uygulanan kremler, peeling, krioterapi ya da lazer ile tedavi edilir. Renk açıcı kremler içeriğinde hidrokinon, tretinoin, azeleik asit, arbutin, glikolik asit, niasinamid gibi maddeler bulundurur. Kullanılan ürünlerin etken maddesi tek olabileceği gibi, birkaç etken madde de aynı üründe yer alabilir. Leke kremlerinin akşam uygulanması önerilir. Yaz mevsimi kullanılmaları tavsiye edilmez. Tedavinin zaman alacağı konusunda hastalar bilgilendirilmelidir. Peeling yöntemi ile derinin üst tabakası soyularak, lekeli bölge uzaklaştırılır. Peeling amaçlı salisilik asit, alfa hidroksi asit, beta hidroksi asit, triklor asetik asit (TCA) en sık tercih edilenlerdir. Peeling sonrası ciltte kızarıklık, kabuklanma, kepeklenme görülür. Cilt 5-7 gün içinde eski haline döner. Bu sürede deri yenileyici ürünler kullanılmalı, kabuklar ellenmemeli, güneşten çok iyi korunulmalıdır. Peeling işlemi 4-6 seans şeklinde, 21 ile 28 gün ara ile yapılır. Peeling işlemi ile genellikle renk açıcı krem tedavisi bir arada uygulanır. Krioterapi olarak bilinen soğuk tedavisi melanin hücrelerinin soğuktan etkilenerek lekenin açılmasını sağlar. Krioterapi sonrası ciltte hafif kabuklanma, kepeklenme görülür ve lekeli olan deri atılır. Lazer ışınları leke olan bölgelerde renk hücresinin atılmasını sağlar. Lazer tedavisi daha çok derin yerleşimli ve uzun süreli lekelerde tercih edilir. Krioterapi ve lazer tedavilerinin etkinliği krem tedavisi ve peeling yöntemine göre daha fazladır. Ancak bu iki tedavi yöntemi emin ellerde dikkatli yapılmadığı zaman ciltte beyaz leke, iz kalma olasılığı bulunmaktadır.


Tüm tedaviler sonrası güneşten korunmak çok önemlidir.


Güneş lekelerinden korunmanın en etkili yolu güneşten kaçınmaktır. Leke oluşumu doğru ve düzenli güneş koruyucu kullanımı ile çözülebilir. Güneş koruyucular evde olduğumuz zaman bile her gün düzenli kullanılmalıdır. Güneşte bulunma süresi 3 saati aşıyorsa uygulama tekrar edilmelidir. Güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatler olan 10.00-16.00 arasında dışarıda mümkün olduğunca bulunulmamalıdır. Dışarıda zaman geçirileceği zaman mümkün olduğunca gölgede kalınmalıdır. Günlük olarak güneş koruma faktörü en az 30 olan kremler kullanılmalıdır. Bulutlu havalarda bile güneşin radyasyonu ancak yarısı kadar azalır. Bu nedenle bulutlu havalarda da koruma yapılmalıdır. Koruyucu ve açık renkli giysiler giyilmeli, güneşten koruyucu gözlükler ve şapka takılmalıdır. Giysilerde UV koruma faktörü aranmalıdır. Solaryumun aynı güneş ışınları gibi etki ederek deride melanin salgısını arttıracağı unutulmamalı, solaryumdan kaçınılmalıdır. Güneşten korunma alışkanlığına erken yaşlarda başlanmalıdır.




Doç. Dr. Gökhan Okan

Dermatoloji Uzmanı

bottom of page