top of page

KADINLARDA OLGUNLUK DÖNEMİ: MENOPOZ


Menopoz bir dönem değil, sadece görülen son adet kanamasına verilen isimdir.


Menopoz ne demektir?

Menopoz, kelime anlamı olarak; son olarak görülen adet kanamasını ifade eder. Görülen bir adet kanamasından itibaren bir yıl süreyle adet görülmemesi halinde, görülen o bir yıl önceki adet, son adet kanaması olarak kabul edilir. Ancak bu son adet kanamasını daima kesin olarak belirlemek kolay olmaz.

Tariften de anlaşılabileceği gibi menopoz bir dönem değil, sadece görülen son adet kanamasına verilen isimdir. Genellikle halk arasında menopoz deyimi bir dönem gibi ifade edilmektedir. Gerçekte dönem olarak doğru terim klimakterium’dur. Klimakterium dönemi uzunca bir süreyi kapsar, bu dönemde premenopoz (menopoz öncesi), postmenopoz (menopoz sonrası) gibi 2 ana dönem vardır, aradaki sınır da menopoz’dur. Bu 2 dönemin de sınırlarını kesin olarak belirlemek mümkün olmaz. Ayrıca, menopoza çok yakın dönemle, menopozdan sonraki bir yılı kapsayan dönem ise perimenopoz dönemi adını alır.

Menopoza, kısaca yumurtalıkların faaliyetinin sonlanmasıdır da diyebiliriz. Bir başka ifadeyle menopoz, bir kadında üreme fonksiyonunun sonlanmasıdır. Menopoz, kadınlarda orta yaş veya kadının olgunluk dönemi olarak da ifade edilebilir.


Menopoz nasıl oluşur?

Bir kız çocuğunda yumurtalıkların gelişmesi bilin- diği gibi, anne karnındaki dönemde oluşmaktadır. Yumurtalık gelişimi sırasında, yumurtalıkların en önemli yapı elemanlarından biri de üremede rolü olan yumurta hücreleridir. Bu hücreler, kız çocuğu anne karnında daha 2 aylıkken oluşmaya başlar, süratle artışa devam ederek, yine anne karnında 5-6 aylık olduğunda ise sayıları en yüksek değe- re, 7 milyona ulaşır. İşte bu dönemden sonra yu- murta hücrelerinde biyolojik olarak azalma başlar. Yani bu yumurta hücrelerinin devamlı tüketimi söz konusudur ve yenidoğan bir kız çocuğunda bu sayı 2 milyona iner. Yumurtalıklardaki bu dinamik fizyoloji devam eder ve ergenlik dönemine giren bir kız çocuğunda yumurta sayısı 300-400 bin ka- dardır. Bir diğer ifadeyle kız çocuklarında overler- deki yumurtalık sayısı daha anne karnındayken azalmaya başlar (Şekil-1).

Ergenlik dönemi tamamlandıktan sonra yaklaşık olarak 35 yıllık reprodüktif dönem başlar. Artık üreme amacıyla kalan bu 300-400 bin yumurta hücresi, her ay sadece bir yumurta hücresi normal döllenecek düzeye kadar gelişme gösterirken, belli bir sayıda yumurta hücresi tüketilmeye devam eder. Ancak her ay yüzlerce yumurta hücresi gelişmeye başlar (recruitment) ve bir yumurta hücresi döllenebilecek olgunluğa (ovülasyon) erişir. İşte bu tüketim menopoza kadar sürer. Menopoz dönemine yaklaşan bir kadında sayı artık iyice azalmıştır ve bir gün tükenecektir. Bu tükenme dönemi ise menopoz ile sonlanır. Genellikle bir kadının menopoz yaşı, annesinin menopoza girdiği yaş ile uyum gösterir. Menopoz yaşının öngörülebilmesi önemli bir hedeftir, ancak bu hedefi belirleyebilecek kuvvetli ve kesin belirteç henüz bulunamamıştır. Ancak genç bir kadındaki, aynı yaş grubundaki AMH (Aniti-Müllerien Hormon) düzeyi ölçümleri anlam taşıyabilir. Tek bir AMH ölçümüne bakarak menopoz tanısı koymak veya menopoz yaşı öngörüsünde bulunmak son derece hatalıdır.

Farklı ölçümlerde AMH azalma hızı, anne menopoz yaşı, radyoterapi, kemoterapi gibi dış etkenler ve kadının yaşı önemlidir. Kadın yaşının menopoz yaşına yaklaştıkça, menopoz öngörü isabetinin de artacağı unutulmamalıdır.

Östrojen hormonu kadını ciddi sağlık sorunlarından koruyan önemli bir hormondur. Ancak menopoz sonrasında östrojen üretimi olmadığından kadın bu koruyucu etkiden yoksun kalmaktadır. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılabileceği gibi menopoz sonrasında önemli sağlık sorunlarına yol açan önemli etkenlerin başında östrojen hormonunun eksikliği gelmektedir.


Kadında Menopoz sonrası dönemin önemi

Menopoz olgusunun son derece güncel olmasına yol açan en önemli faktörlerden biri de, menopoz yaşının değişmemesine rağmen insan ömrünün uzamasıdır. 1900’lü yılların başında ortalama insan ömrü yaklaşık olarak 50 yıl iken, artık bu süre 80 yıla kadar uzamıştır. Bir başka ifade ile, bir kadın yaşamının 1/3’lük kısmını menopoz sonrasında sürdürmektedir (Şekil-2).

Menopozdan sonra, ciddi sağlık sorunlarının yanında, yaşam kalitesi de önemli ölçüde olumsuz yönde etkilenmektedir. İşte bu nedenlerle menopoz sonrasında (postmenopozal dönemde) görülen önemli sorunlar ve bunların önlenmesi ve tedavisi giderek önem kazanmaktadır.


Bu dönemde hekime başvurmak neden önem taşır?

Bu dönemde yukarıdaki sorunlarla veya hiçbir sorunu olmayan bir kadın hekime başvurduğunda sorunlarının çözümüne kavuşacaktır. Daha da önemlisi hiçbir sorunu olmayan bir kadın ileriki yaşlarda ortaya çıkabilecek sorunları öğrenecek ve gerekli önlemleri alma şansını yakalayacaktır. Bunun yanında hangi tip ilaç kullanmasının onun için daha yararlı olacağı belirlenecek ve tedavinin yarar ve zararları anlatılacaktır. Ayrıca her kadının hormon kullanmak istemediğini veya kullanamayacağını da unutmamak gerekir. İşte bu nedenlerle hekime başvuran bir kadın sorularının yanıtını alabilecek ve kendi geleceği için hekimle birlikte karar verebilecektir.

Menopozun hangi döneminde hekime başvurmak önem taşır?

Her dönemde aynı önemdedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi hormon eksikliği tedrici olarak azalma gösterdiğinden ve bu dönem 5 yıl kadar uzun olabildiğinden, tam olarak zaman belirlemek mümkün değildir. Üstelik menopozal geçiş döneminde hormon düzeylerinde iniş, çıkışlar fazla olduğundan değerlendirme güçlüğü söz konusudur. Ancak yukarıda belirttiğimiz menopozal geçiş dönemi, ayrı bir önem taşır. Pratik yaşamda pek çok kadında östrojen hormonu daha eksilmeden erkenden kadınlara östrojen tedavisi verildiğine şahit olmaktayız.

Pratik olarak 40’lı yaşlarda adet gecikmeleri, adet kanamalarında düzensizlik ve ateş basması gibi bazı belirtiler hisseden her kadın, en azından sağlık durumunun belirlenmesi açısından hekime başvurmalıdır. Bunun yanında yıllarca önce adetten kesilmiş kadınlar için de başvurmak, eskiden sanıldığı gibi geç değildir. Son zamanlarda 60 yaşından sonra dahi başlayan tedavilerin de başarılı sonuçları bildirilmektedir. Bununla beraber Kardiyovasküler korunma için mümkün olduğu kadar erken (menopoz sonrasında 5-10 yıl içinde) dönemde tedavi başlanması değerlidir.


Menopoz döneminde yapılması gere- ken testler var mıdır?

Özel bir test yoktur, hiçbir teste gerek yoktur. Ancak bu sözler uygar toplumun uygar insanları için geçerlidir. Çünkü uygar bir kadın periyodik olarak jinekolojik muayene olur, pap smear yaptırır, meme muayenesi ve mamografileri düzenlidir. Rutin kontrolleri arasında lipid, şeker, üre ve enzim ölçümleri vardır. Kan basıncı (tansiyon) kontrolleri vardır. Böyle bir kadında doğal olarak hiçbir ek teste gerek yoktur. Halbuki ülkemizde bunlara sahip olmayan kadın, menopoz nedeniyle hekime başvurduğunda bunlar eksikse yapılmalıdır. Bir başka ifade ile bu dönem ülkemizde, kadının sağlık kontrollerinin başladığı bir fırsat dönemidir. Bu yaklaşım, bazı kadınlar tarafından yanlış algılanmakta, ilaç kullanması için yapılması zorunlu olan testler gibi düşünülmektedir. Hekimin, bu testlerin her kadının yaptırması gereken standart testler olduğunu vurgulaması önemlidir.


Bir diğer önemli konu, bu dönemdeki kadınların hormon testleri yaptırıp, menopoza girip girmediklerini merak etmeleridir. Bunu bazı hekimler de yaptırmaktadır. 45 yaşından sonra menopoz için hormon testleri yaptırmak anlamsızdır. Ancak özel durumlarda veya araştırma amacıyla nadiren gerekebilir. Konu hakkında yeteri kadar deneyim ve bilgi sahibi olmayan bazı hekimlerin, erken menopoz tanısı ile kadınları gereksiz yere hayal kırıklığına uğrattıkla- rını da hatırlatmakta yarar vardır. Menopoza girdiği ifade edilen pek çok kadının çocuk sahibi olduğuna sıklıkla şahit olmaktayız. Bu nedenle, 50 yaşından önce menopoza girenlerde 2 yıl, 50 yaşından sonra girenlerde 1 yıl daha doğum kontrolü uygulanması önerilir.


Türkiye’de ve Avrupa’da kadınların hekime başvurma oranı

Bu konuda rakam vermek güçtür. Ancak bu dönemde hekime başvurma oranı sosyo-kültürel düzey ile doğru orantılıdır. Hekime başvuranların çoğunluğunu, eğitim düzeyi yüksek ve aktif kadınlar oluşturmaktadır. Menopoz dönemini yaşlılık dönemi olarak kabul eden kaderci toplumlarda oran düşüktür. Halbuki postmenopozal dönem, kadın yaşamının yaşlılık öncesi bir olgunluk dönemidir. Postmenopozal dönemde ilaç kullanmayı kabullenen kadınları ölçü olarak aldığımızda bu oran Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da %20 dolayındadır. Ülkemizde bu oranın %5’ler dolayında olduğu tahmin edilmektedir.

Menopoz sonrasında hormon kullanımı ve tedavi

Bu konu çok önemlidir, herkese uygulanan genel bir tedavi söz konusu değildir. Genel prensip, eksik olan östrojen hormonunu vermek olmasına rağmen, kişiye özel tedavi uygulanmalıdır. Menopoz sonrasında şikayetlerin giderilmesi, yaşam kalitesinin artırılması ve olası riskler için önlem alınması, temel hedefimizdir. Kişisel özelliklere göre uygun yöntem seçilmesi her hasta için farklılıklar göstermektedir.

bottom of page