Pek çoğumuzun cinsellikten algıladığı bedendeki cinsel organların uyarılması ve sonunda bundan haz aldığımız eylemler bütünüdür. Fakat bu her zaman doğru değildir. Özellikle kadının zihnen ve duygusal olarak arzulanması ve bunun karşılığında arzu duyması sağlıklı cinselliğin ana belirleyicisidir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü geliyor. Biz bugünde kadının sosyal yaşamdaki haklarını yıllardır savunuyor, konuşuyor ve tartışıyoruz.
Bunun yanında kadının haklarından bahsederken birçok dünya ülkesinde de olduğu gibi kadının cinsel ve üreme sağlığını ayrıca cinsel ve üreme haklarını konuşmaya pek alışkın değiliz. Bunun yanında sağlıklı bir kadın ve sağlıklı bir toplumdan bahsedebilmek için bu konuların da konuşulması ve öğrenilmesi, kadınların güvenli cinsel yaşama kavuşmaları da önem arz etmektedir.
Kadınların cinsel sağlığı, en az erkekler kadar üzerinde durulması gereken bir konu olup, kadının fiziksel, ruhsal ve duygusal iyilik halinin ayrılmaz bir parçasıdır. Öte yandan ülkemizde çoğu kadın tatmin edici bir cinsel yaşam elde etme noktasında sıkıntılar yaşamaktadır. Cinsellik ve özellikle kadın cinselliği üzerine konuşmak bizim gibi toplumlarda zor bir konu olsa da, cinsel eğitimin olmadığı ve cinselliğin anlatılmadığı toplumlarda sağlıklı bir cinsel yaşamdan söz edilemez. Kadınların kendi bedenlerinden uzak, ayıp, yasak ve korku dolu hikayelerle büyütüldüğü, cinselliğin üzerinde suçluluğun ve endişenin hüküm sürdüğü bizim gibi kültürlerde cinsellik, kadına ve dolaysıyla ilişkideki partnerine hazdan çok görev gibi algılanan cinselliği sunuyor.
Bunun yanında pek çoğumuzun cinsellikten algıladığı bedendeki cinsel organların uyarılması ve sonunda bundan haz aldığımız eylemler bütünüdür. Fakat bu her zaman doğru değildir. Özellikle kadının zihnen ve duygusal olarak arzulanması ve bunun karşılığında arzu duyması sağlıklı cinselliğin ana belirleyicisidir. Yani birçok kadın için arzu fiziksel yakınlık başlamadan başlar ve kadın kendini eşine yakın hissetmek veya duygularını göstermek için cinselliği yaşamak isteyebilir.
Cinsellik her birey için farklıdır. Kadının bedeni hakkında ne hissettiği, genel sağlık durumu, eş ile iletişimi, içinde yaşanılan kültür ve yetiştirilme tarzı gibi birçok etmen cinsel yanıtı ve yaşama şeklini etkiler. Bizler ne yazık ki gerekli veya yeterli bir cinsel eğitimden mahrum kalarak büyürüz. Daha sonra da kulaktan dolma, eksik, yanlış kimi zaman gerçeklik payı olmayacak kadar korkutucu bilgiler ile cinsel yaşama adım atarız. Kimi zaman ise sadece üreme odaklı verilen cinsel eğitim özellikle kadınların hak ettikleri sağlıklı cinselliği yaşamalarına
engel olur. Bu nedenle cinsel yaşamla ilgili sorunların çözümünde en önemli anahtar kaygı ve korku yaratan yanlış, kimi zaman abartılı cinsel bilgileri doğruları ile değiştirmek, istekleri ve beklentileri partner ile açık iletişim ile paylaşmak olacaktır.
Bu nedenle biz cinsel sağlık uzmanları olarak öncelikle doğru, sağlıklı ve güvenli cinsel bilgiyi sizlerle buluşturmayı hedefliyoruz. Bu bilgiler sizin kendi cinsel keşiflerinizi yapmanız ve bunları partneriniz ile paylaşmanız noktasında yol gösterici olacaktır. Yine bizlerin önerisi hak ettiğiniz cinsel yaşamı sağlamanız için partnerinizle açık iletişimde kalmanızdır. Cinsel arzularınızı konuşmak ilk başta kolay olmayabilir ama partnerleriniz sizin zihninizi okuyamaz, isteklerinizi bilemez. Cinsel istekleriniz ve beklentilerinizle ilgili düşüncelerinizi partner ile paylaşmak sizi birbirinize yakınlaştırır, yaşadığınız cinsellikten daha fazla zevk almanıza yardımcı olabilir. Yine cinselliğiniz ile ilgili endişelerinizi paylaşmanız gelecekteki cinsel hayatınız için yol gösterici olacaktır. Partnerlerinizle duygusal ve cinsel ihtiyaçlarınızı paylaşabilmek korku ve kaygıların önüne geçmenize yardımcıdır. Yani cinsellikte doğru iletişim bizlere sağlıklı cinselliğin kapısını aralayacaktır. Hangi cinsel aktiviteden hoşlandığınız veya hoşlanmadığınızı konuşmak sizleri yakınlaştırmakla kalmayacak daha şeffaf bir iletişim, daha keyifli anlar yaşamanızı sağlayacaktır.
Bizler gibi cinselliği öğrenmeden, konuşmadan büyüyen kadınların daha sağlıklı cinsel hayata kavuşmaları için partnerle iletişim dışında başka bir öneri de cinselliğe yeterli zaman ayırmaktır. Günlük karmaşada, yoğun stres ve iş yükü altında, aslında bedeninize, ruhunuza ve ilişkinize iyi geldiği kanıtlanmış cinsellik için ne kadar zaman yaratabiliyorsunuz? Evet herkes çok meşgul. Evde, işte sorumluluklar çok fazla. Ancak konuşulmayan veya yeterince zaman ayrılmayan cinselliğin zaman içinde yeterince su verilmeyen bir çiçek gibi solacağını üzülerek hatırlatmak isterim. Romantizme, erotizme zaman ayırmadıkça bizi orada beklediğini varsaymayalım. Bilmenizi isterim ki ona hak ettiği zamanı ve değeri vermeniz onu besler, geliştirir.
Cinselliği sadece birleşme eylemi olarak görmeden, sarılmanın, dokunmanın, öpüşmenin, erotik masajların da sağlıklı cinselliğin parçası olduğunu, bunların fiziksel yakınlık kadar duygusal yakınlığı da arttırdığını hatırlatmak isterim. Yani cinsellik fiziksel eylemlerden daha fazlası olup, kişiler arası duygusal bağlar yaratan ve iyilik halimizi arttıran, genel sağlığımıza faydalı eylemler bütünüdür.
Bunun yanında kadın ve erkeklerin yakınlık ihtiyaçları farklı olabilmektedir. Kadınların daha çok duygusal, ruhsal yakınlığa, erkeklerin ise daha çok fiziksel yakınlığa ihtiyaç duyduğu kabul edilen bir gerçektir. İşte bu farklılık kimi zaman kadın erkek ilişkilerinde çatışmaların nedeni olabilmektedir. Partnerler arası sağlıklı ve açık iletişim ile bu farklılıkların konuşulması sağlıklı cinselliğin anahtarlarından biridir.
Cinsellikteki ana hedef ne üreme, ne de sonu orgazm ile biten ilişkilerdir. Cinsellik çiftlerin karşılıklı keyif aldığı eylemler bütünü olarak görülmeli, bireyler hem kendi ihtiyaçlarını hem de partnerlerinin ihtiyaçlarını göz etmelidir. Üzülerek söylemek isterim ki bizim gibi kültürlerde erkek odaklı yaşanılan cinsellik kadınların cinsellikten keyif almasına engel olmakta hatta çoğu zaman ağrılı veya kaygı dolu anlar yaşanmasına neden olmaktadır.
Bizlerin amacı her iki tarafında eşit ve hak ettikleri şekilde cinselliği yaşamasıdır. Özellikle kadınların kendi cinsel bedenini ve bireysel cinselliğini öğrenmesi ve öğrendiklerini partnerleri ile paylaşması bu yolda en büyük adımımız olacaktır.
