top of page

UZM. ECZACI MERVE KARAÇAY'IN DİYABET ANALİZİ İLE DİYABET ÜZERİNE SÖYLEŞİSİ SİZLERLE...

Merhaba diyabet analiz ekibini tanıyabilir miyiz?

Merhaba ben Yusuf Aktan. 3 yıl önce Diyabet analiz ekibini 2021 yılında ICF sertifikasını aldıktan sonra kurdum. Amacım Uluslararası yaşam koçluğunu diyabetle birleştirip diyabetli danışanların önüne çıkan zorlukları daha profesyonel kaynaklara

dayanarak profesyonel hizmet vermekti. Diyabet hemşiresi Behice hanım, diyetisyen Fatma hanım ve psikolog-diyetisyen İlayda Hanım’la beraber hemşire arkadaşımız hariç üçümüz de Tip 1 diyabetliyiz. Hemşire arkadaşımız ise uzun yıllardır diyabetli vakalarla çalışan bir arkadaşımız. Özellikle böyle bir ekip kurmak istedim. Uzun yıllardır Tip 1 diyabetli olduğum için diyabetlilerin sağlık hizmetlerine ulaşım zorluğunu bildiğimden dolayı ve bu ulaşamama sorunu komplikasyonlara yol açtığından dolayı daha etkili, daha doğru ve kişiye özel sağlık hizmeti vermek için diyabet analiz ekibini kurmuş olduk. Yurtiçi yurtdışı hastalarımıza destek oluyoruz.


Diyabet koçluğu nedir?

Diyabetli bireye eğitim hayatında, iş hayatında ve sosyal hayatında önüne çıkabilecek diyabetini yönetmesinde yaşadığı güçlükleri hangi doğru sağlık

yaklaşımlarıyla, hangi zamanda, hangi hamleleri yaparak stabil ve istenilen aralıklarla götürebileceğini kaynağa dayanarak eğitim vermek ve bu eğitim sonucunda kendisinin diyabetini iyi yönetmesine yardımcı olmak, bir yol arkadaşlığı.


Yusuf bey komplikasyonlar yaşadınız mı? Diyabetinizi yönetmeyi nasıl öğrendiniz? Diyabetli hastalara nasıl tavsiye verirsiniz?

Evet komplikasyon yaşadım. Her diyabetlinin diyabet tanısı alma hikayesi ve içinde bulunduğu durum farklıdır. Örneğin ben tanı aldığımda annemi kaybetmiştim ve sonrasında tanı almıştım. O yüzden diyabetimi kendi başıma yönetebilecek bir durum yoktu, beni yönetebilecek biri de yoktu. Bir de o zamanlar 1985 yılında ülkemizde diyabetle ilgili çok geniş bilgi yoktu. Stripler bile kutu ile satılmıyordu. Kristalize ve NPH insülinler yoktu. Kaynatılan enjektörler ile başladım. Tanı aldığımda Cerrahpaşa’da yattığım dönemde profesörler uzun ve yoğun bir eğitim verdiler. Haftalık toplantılara ben de katılıyordum. Yattığım klinikteki diyabetli çocuk hastalara eğitim veriyordum. Doğru şeker ölçümü, doğru insülin yapımı ile ilgili eğitimler aldım. Daha sonra Çapa Tıp Fakültesi’nde de yattım, oradaki klinikteki hastalara da yardımcı oldum. Karbonhidrat sayımı o dönemde yoktu, daha standarda dayalı kan şekerini çok yükseltmeyen bir diyete göre tedavi veriliyordu. Daha sonraları da karma diyabet hastalarına eğitim veren etkinlik ve organizasyonlarda yer aldım. Diyabet hastasına ilk verdiğim tavsiye rutin takibinin olması, endokrinoloji doktorunun, diyabet hemşiresi ve diyabet

diyetisyeni takibi ve ICF onaylı bir diyetisyen koçu takibi.


Hipoglisemi ve hiperglisemi anında ne yapmalı?

Hipoglisemi anında 15 artı 15 kuralı çok önemli. Eğer kan şekeriniz 70 altı ise hemen 15 gr basit karbonhidrat alınması gerekiyor. 15 dk sonra tekrar ölçüyoruz. Eğer 15 dk sonra şeker yükselmediyse aynı kuralı tekrarlıyoruz. 2 kere uygulayıp şeker yine de yükseltilemiyorsa glukagen iğnesi yapılabilir ve acile başvurup serum tedavisi yapılabilir.


Hiperglisemi durumunda kişinin IDF (insülin duyarlılık faktörü) oranı önemli. Karbonhidrat sayımına dayanan yöntem izlenebilir. İnsülin duyarlılık faktörüne göre kan şekeri yüksekliğine bağlı önce ölçüm yaparak, insülin enjeksiyonu yaparak, su veya soda tüketimi yaparak kan şekerinin düşmesini bekleyerek yarım saatte bir veya saatte bir ölçüm yapması gerekir. Şekeri 250 veya üstündeyse idrardan keton bakabilir, eğer keton pozitif ise hareket etmemesini istiyoruz. Belli bir süre sonra tekrar keton ölçümü yapıp yine pozitif ise doktora başvurması gerekir.

Hipertrofiyi nasıl önlüyorsunuz?

Bölge rotasyonu yapılması gerekiyor. Her öğünde farklı yerden yapılması gerekiyor. Günlük olarak değişmesi gerekiyor. Hipertrofi oluştuysa o bölgeye

3-6 ay arası yapılmaması gerekiyor.


Strip seçiminde nelere dikkat edilmeli?

Strip seçimi çok önemli bir konu, ülkemizde 120’ye yakın glukometre firması var. Maalesef birçoğu laboratuvar ölçümlerine yakın ölçüm vermiyor. Bu yüzden hastalar çok zorluk yaşıyor. Kan şekeri ölçümü ile laboratuvar değeri arasındaki farkın maksimum 15 olması gerekiyor.


İnsülin kalemi mi insülin pompası mı tercih ediyorsunuz?

Kalite ve konfor ve iyi diyabet yönetimine çok katkı sunuyor. Pompa eğitiminin çok iyi olması gerekiyor. Doktor onayı gerekiyor. Birey insülin pompasına geçmeden önce karbonhidrat sayımı eğitimini tamamlaması gerekiyor. Eğer karbonhidrat sayımı yapamıyorsa pompa takılmıyor.


Sensör kullanıyor musunuz?

Sensör kullanımı her Tip 1 diyabetlinin hayati bir ihtiyacıdır. Kısa ve uzun komplikasyon zeminini hazırlayan hipoglisemi ve hipergliseminin önüne geçmemizi sağlayan çok önemli bir cihaz. Sensör çok önemli bir konfor, çok iyi bir diyabet yönetimi sağlıyor. Sensör için çok iyi bir eğitim almak şart. İntersitisyel sıvıdan ölçüm aldığı için anlık şeker ölçümü 15 dakika geriden geliyor. Sensörlerin insülin pompasına sinyal gönderenler var, telefona gönderenler var, 10 kişiye kadar ölçüm paylaşımı yapan sensör var. Yaygın olarak 3 sensör firması

tercih ediliyor.


Enfeksiyon döneminde şekeri nasıl dengeliyorsunuz?

Eğer diyabetli bireyde enfeksiyon şüphesi varsa kan şekeri tamamen raydan çıkabiliyor. Enfeksiyon döneminde sık ölçüm gerekiyor.


Fatma hanım, Tip 1 ve Tip 2 diyabetlilerin beslenmelerinde nelere dikkat etmeleri gerekir?

Bireye özgü beslenme öğelerinin yeterli ve dengeli olarak alınıp sağlıklı beslenme alışkanlığının kazanılmasını istiyoruz. Diyabetlilerin temel besin öğesi gereksinimleri aynı. Besin seçimi yaparken 3-4 besin grubuna yer vermesi gerekiyor. Ara öğünde süt grubu yanına meyve grubu ya da süt yanına ekmek grubu eklenebilir. Tek gruptan yemek yerse kan şekerinde dalgalanma görünebilir. Sebze salata grubu eklenmeli. Posa lif eklemeli. Günlük enerjinin birçoğunu karbonhidrattan alması gerekiyor. Ana veya ara öğünlerde ana öğünlere et ekliyoruz ki protein eksikliği olmasın, kas erimesi olmasın.

Dengeli beslenme profili oluşturuyoruz. Tabi burada danışanın yaşı ve hastalıkları çok önemli.


Tip 1 hastalarda daha sık beslenme tercih ediyoruz. Tip 2 diyabetlilerin beslenmesinde daha rahat davranabiliyoruz, daha iyi tolere edebiliyor. Gestasyonel diyabetlilerde protein-yağ dengesine dikkat ediyoruz. Kan şekerini hızlı yükselten besinlerden uzak duruyoruz.


Karbonhidrat sayımı nedir?

Yemeklerden alınan karbonhidratı tam da doğru şekilde ölçme yöntemi. Hangi besin ne kadar karbonhidrat içeriyor onu öğrenmiş oluyor. Hangi besinden ne kadar karbonhidrat alacaksa açlık kan şekerine göre insülin yapıyor. Hangi besin şekerini ne kadar yükseltiyor öğrenmiş oluyor. Öğrenirken hastalar bazen zorlanabiliyor, matematiksel işlem gerekiyor. Birey kendi öğrenmek istiyorsa çok rahat edeceği bir yöntem. Sosyal ortama gireceği zaman önceden planlamasını yapabiliyor.


Yöntem harika bir yöntem, birey eğer kolaycı biri değilse özellikle kendisinin istemesi çok önemli. Kontrolü daha kolay yönetebiliyor. Ne kadar karbonhidrat aldıysanız ona göre ne kadar insülin almanız gerekiyor. Doğum gününde, özel bir yemekte, eğitimde, sosyal yaşamda planlamak için mükemmel bir yöntem.


Yaz aylarında terleme şekeri nasıl etkiliyor?

Yaz aylarında hareket etmek, egzersiz yapmak, aşırı sıcak bir ortamda bulunmak susuzluk hissini azaltıyor. Su içmek istemiyor şeker hastaları. Ama bol sıvı tüketmesi gerekiyor. Aşırı sıcaklarda dışarı çıkmaması gerekiyor.


Egzersiz durumlarında ne yapılmalı?

Spor yapmadan önce şekerin ideal aralıkta olması gerekiyor, 100-250 arası. Bireye göre de değişebilir. Bazı kişiler 200 şekeri çok yüksek hissedebilir. Eğer kan şekeri yüksekse 250 ve üstü ise keton ölçümü yapıyor, keton düzeyi normalleşene kadar spor yapmamalı. Eğer keton negatif ise herhangi bir ara öğün yapmadan nabzını çok yükseltmeden spor yapabilir. Kan şekeri düşük ise basit karbonhidrat alıp şekerini yükseltip ara öğün almalı sonrasında spora başlayabilir. Diyabetli sporcuların yanında mutlaka basit şeker olması gerekiyor.


Aralıklı oruç

Aralıklı oruç diyetleri için uzun süreli açlık gerekiyor. Uzun süreli açlıklarda hipoglisemi riski çok yüksek olduğu için tavsiye etmiyoruz.


Diyabetli bireyler vitamin-mineral ihtiyacı duyabiliyor. Magnezyum-çinko- C vitamini sık idrara çıkmakla atılabilir. Doktor tavsiyesi eşliğinde kullanılabilir. Bilinçsiz kullanılan vitamin destekleri iştah açılmasına neden olabilir ve bu yüzden diyetini bozmasına neden olabilir.


İlayda hanım, çocuk yaştaki Tip 1 diyabetli hastalarda, hem çocuk hem de anne babanın tedaviye uyumu çok önemli. Hastalarınıza ne gibi tavsiyeler verirsiniz?

Özellikle yeni tanı aldıysanız, diyabetin hayatınızı ne kadar zorlaştıracağına odaklanmış ve Tip 1 diyabete nasıl uyum sağlanabileceği konusunda düşünceli olabilirsiniz. Bu noktada Tip 1 diyabete uyum sağlamaya çalışmak yerine, hayatınıza Tip 1 diyabeti adapte etmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Her bireyin yaşam koşulları kendine özgüdür ve diyabeti hayatına dahil etme şekli farklı olacaktır. Tip 1 diyabet tedavi yöntemlerine ailece uyum sağlayabilmeniz için öncelikle diyabet alanında uzman bir ekipten ‘Diyabet eğitimi’ almanız gerekmektedir. Bu noktada diyabet bakımında hem annenin hem de babanın sorumluluğu eşit üstlenmesi mühimdir. Anne ve baba, çocuğunun diyabet bakımına ne kadar önem gösterirse, çocuk da diyabetine o kadar önem gösterecektir. Yapılan araştırmalar, diyabeti ile en iyi başa çıkan kişilerin, ailelerinden diyabet yönetimi konusunda destek ve yardım alan gençler olduğunu gösteriyor. Bu noktada ailenin çocuğuna hem destek sağlaması

gerekirken hem de aşırı korumacı ve kontrolcü olmaması gerekiyor. Çünkü aşırı korumacı ve kontrolcü olmak çocuğun sorumluluk almasını engelleyerek, kendi Tip 1 diyabet tedavisini sahiplenerek doğru uygulamasında problem çıkarabilir. Burada ailenin dikkat etmesi gereken nokta, Tip 1 diyabetli çocuğunun diyabet bakımıyla ilgili görevlerini üstlenebilmesi için çocuğuna adım adım sorumluluk

vererek, küçük hedefler koyarak ve diğer çocuklardan farklı davranmayarak çocuğunun bireyselleşmesine yardımcı olmaktır. Bu süreçte yalnız olmadığınızı kendinize hatırlatmalısınız. Diyabet yönetimi ekip işidir. Bu ekipte hem aileniz hem de sağlık çalışanları beraber yer almaktadır. Sağlık ekibiniz ile yakın ilişkiler kurularak zorlandığınız noktalarda destek almak tedaviye uyum sürecinizi kolaylaştıracaktır. Ayrıca çocuğu diyabet olan diğer anne babalarla konuşarak zaman geçirmek, benzer olayları herkesin yaşadığını farketmenizi sağlayarak sizi daha iyi hissettirecektir.


Kendinize hatırlatmanız gereken bir diğer önemli nokta ise sizin ve çocuklarınızın tanıya uyum sağlamak için zamana ihtiyacı var. Çocuğunuzun beslenme biçimini değiştirmek ve yeni bir düzen sağlamak ilk başlarda sizi zorlayıp sinirli, stresli hissettirebilir ve moralinizi bozabilir ama bu süreç duygusal iyileşmenin bir parçasıdır. Burada birey kendine biraz zaman tanıyarak Tip 1 diyabeti hayatına adapte etmesiyle birlikte kendini daha fazla güvende hissedecektir. Yapılan araştırmalar sonucunda da Tip 1 diyabet tanısı konulduğunda, çocukların

çoğunluğu keder, kaygı, öfke, enjeksiyon kaygısı olmak üzere yüksek sıkıntı yaşadı. Bu reaksiyonu yoğunluğu sonraki haftalarda hızla azaldı. Yani tanıyı takiben depresif semptomların başlangıçtaki yüksek prevelansı geçicidir ve normal adaptif bir yanıt olarak kabul edilir. Bu noktada sağlık ekibinizin bir parçası olan psikoloğunuzla süreci inceleyip önlemler almak en sağlıklısı olacaktır.


Stres seviyesinin inişli çıkışlı olması kan şekeri düzeyinin de inişli çıkışlı olmasına neden olabiliyor. Psikolog olarak bu konudaki tavsiyeleriniz nelerdir? Ailenin bu yöndeki etkisi nedir ve destek olmak için neler yapabilir? Stres yönetimi için neler

tavsiye edersiniz?

Diyabet yönetiminde ailenin çocuğuna olan desteği çok önemlidir. Her iki taraf da farklı roller üstlenerek diyabet yönetimine şekil verir. Yapılan araştırmalara göre anne ve babanın karakter özellikleri ve davranış biçimleri çocuğun glisemik değerlerine etki etmektedir. Ailenin çocuğu suçlamak, eleştirmek ve tehdit etmek yerine, destekleyici ve çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemesi, istenilen glisemik sonuçları elde etmek için önemlidir. Ailenin pozitif bakış açısı kazanması bu noktada önemlidir. Örneğin, çocuğunuza şekerinin asla 180 üzerine çıkmaması gerektiği gibi keskin bir kural ve mükemmeliyet beklentisi hissettirirseniz ve çocuğunuzun şekeri 250 çıktığında çocuk kendini aşırı suçlu hissederek kan şekerini hiçbir zaman kontrol edemeyeceği düşüncesine kapılabilir ve bunun baskısıyla stres seviyesi fazlasıyla artarak şekerinin bir daha yükselmemesi için aşırı kısıtlayıcı bir diyet yapabilir. Bu noktada, çocuğun diyabet yönetimini zorlaştıran ve motivasyonunu olumsuz etkileyen bir davranış

biçimi gelişebilir. Bu nedenle olumsuz düşünceler den uzaklaşarak olumlu bir bakış açısıyla ilerlemeye özen gösterilmelidir. Örneğin, “kan şekerin asla yükselmemeliydi, başaramadın” demek yerine “kan şekeri değerlerini daha dengeli hale getirmek için diyabet ekibiyle konuşarak, daha iyi bir glisemik kontrol sağlayabilirsin” denilmesi daha sağlıklı olacak ve motivasyon sağlayacaktır.


Stresli durumlarda kan şekeri yönetimini sağlamak için;


  • Stresin kan şekeri üzerindeki etkilerini ölçmek ve izlemek, diyabetli bireyler için önemlidir. Akut stres durumlarında, kan şekeri seviyelerinde anlık yükselmeler görülebilir. Kan şekeri seviyelerini düzenli olarak kontrol etmek, stresin etkilerini anlamak ve yönetmek için faydalı bir stratejidir. Bu doğrultuda insülin dozlarının yeniden değerlendirilmesi ve gerekirse ayarlanması, kan şekeri düzeylerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı

    olabilir.


  • Stresi yönetmek, kan şekeri seviyelerinin kontrolünde önemli bir rol oynar. Gevşeme teknikleri,meditasyon, düzenli egzersiz ve stresle başa çıkma

    stratejileri uygulamak, stresin kan şekeri üzerindeki etkilerini azaltabilir. Derin nefes almak, vücudu rahatlatır ve kalp atış hızını düzenleyebilir. Bunun dışında stresli düşünceleri ve inançları olumlu ve daha gerçekçi olanlarla değiştirmek, stresin yönetilmesinde faydalı olabilir.


  • Günlük rutinler oluşturmak yaşayacağınız belirsizlikleri azaltarak stresle başa çıkmanızı kolaylaştırabilir. Stresli durumlarda insülin dozlarının yeniden değerlendirilmesi ve gerekirse ayarlanması, kan şekeri düzeylerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir.


  • Sosyal destek ve iletişim de çok önemlidir. Diyabetli bireyler için destek gruplarına katılmak, benzer deneyimleri yaşayan kişilerle iletişim kurmak ve duygusal destek almak faydalı olabilir.


  • Resim yapmak, müzik dinlemek veya diğer yaratıcı aktiviteler, kişisel ifadeyi teşvik eder ve rahatlama sağlar. Bu da stres yönetiminde etkilidir.


  • Yeterli ve kaliteli uyku, genel stres seviyelerini azaltabilir ve ruh halini iyileştirebilir. Uyku düzenini sağlamak için düzenli uyku saatlerine uymak ve yatmadan önce ekran kullanımından kaçınmak gibi alışkanlıklar edinmek faydalı olacaktır.

Diyabetlilerin özellikle tüketmesi gereken ya da kesinlikle tüketmemesi gereken besinler var mıdır?

Diyabetli bireylerin besin öğesi ihtiyaçları, diyabetli olmayan yaşıtlarıyla aynıdır. Bu noktada diyabetli bireyler için asla tüketilmemesi veya mutlaka tüketilmesi gereken özel bir besin yoktur. Diyabetli bireylerin, sağlıklı bireyler gibi “Sağlıklı

Beslenme İlkeleri” doğrultusunda hareket etmeleri gerekmektedir. Bu noktada bilmeniz gereken, kan şekerinizi hangi yiyeceklerin nasıl yükselttiği, bu yiyecekleri ne miktarda tüketmeniz gerektiği ve beslenme programınızın size uygun olup olmadığını bulmaktır. İşte bu noktada karbonhidrat sayımını öğrenip uygulayarak, kan şekerinizi kontrol altında tutmanıza yardımcı olacak bir öğün planlama yöntemi uygulayabilirsiniz.


Lif içeriği yüksek besinler tüketmek Tip 1 diyabetliler için faydalı mıdır?

Tip 1 diyabetli bireyler için lif tüketimi çok önemlidir. Lif, bitkisel kaynaklı gıdalarda bulunan ve vücudun sindiremediği bir karbonhidrat türüdür. İki ana lif türü vardır: Çözünür ve çözünmez lif.


Çözünür Lif: Suda çözülerek jel benzeri bir madde oluşturur. Bu tür lifler, sindirimi yavaşlatarak kan şekeri düzeylerini daha stabil tutmaya yardımcı olabilir. Ayrıca kolesterol seviyelerini de düşürebilir. Çözünür lifler genellikle arpa, fasulye, elma, havuçta bulunur. Çözünmez Lif: Suda çözülmez ve sindirim sistemi boyunca büyük oranda değişmeden ilerler. Bu lif türü, bağırsak hareketlerini düzenler ve kabızlığı önler. Tam buğday ürünleri, kepek, fındık ve pek çok sebze bu tür lifi içerir. Yapılan araştırmalarda, diyet lifinin Tip 1 diyabetli bireylerde daha düşük ortalama kan glikoz konsantrasyonlarıyla ilişkili olduğu ve karbonhidrat içerikli besinlerle birlikte lif tüketildiğinde glisemik sapmaların azaldığı gözlendi.


Lif, karbonhidratların sindirimini ve emilimini yavaşlatarak kan şekeri düzeylerinin ani yükselmesini önler. Bu şekilde kan şekerinin daha dengeli bir şekilde yükselmesini sağlar. Bu durum, Tip 1 diyabetliler için önemli bir avantajdır, çünkü ani kan şekeri dalgalanmaları kontrol edilemez hale gelebilir. Lif içeren besinler yavaş yavaş sindirildiği için insülin ihtiyacı da daha düzenli olur. Günlük

ortalama 20-35 gram posa tüketimi önerilmektedir.


Peki lif tüketimini arttırmak için neler yapabiliriz;


Beyaz ekmek yerine tam tahıl, yulaf ve çavdar ekmeği tercih edebilirsiniz.

Pirinç ve makarna yerine bulgur tercih edebilirsiniz. Meyvenin suyu yerine meyvenin kendisini tüketebilirsiniz.


Öğünlerinizdeki salata miktarını arttırabilirsiniz. Salatalarınıza chia tohumu, keten tohumu, ceviz eklemeniz lif içeriğini daha da arttıracaktır.


Haftada en az 2-3 defa kurubaklagil tüketebilirsiniz.


Kaynaklar:

Harvard T.H. Chan School of Public Health. “Diabetes and Diet.

Comments


bottom of page