top of page

SİKARDİYEN SİSTEM


Sirkadiyen sistem, günlük uyku-uyanıklık zamanlamasının yanı sıra diğer fizyolojik ve davranışsal süreçlerin ana düzenleyicisidir. Endojen sirkadiyen saatlerin zamanlaması, ışık, beslenme, fiziksel aktivite ve farmakolojik ajanlar gibi çevresel faktörler tarafından değiştirilebilir. Örneğin, tipik yatma zamanı civarında parlak ışığa maruz kalma, insanlarda ana sirkadiyen saati ve uyku zamanla- masını geciktirir. Saat 21.00’den sonra mavi ışığa maruz kalmak sempatik sistemin uyarılmaya devam etmesinden dolayı seratonin sentezlenmesini önler. Bir türlü dinlenme moduna geçemeyen beyin rahatlamak için seretonin salgılayamaz. Seratonin melatonin yani uyku hormonunun öncülüdür. Melatonin salgılanmadan sağlıklı uyku gerçekleşemez. Melatonin, serbest radikalleri ve ilgili oksijen türevlerini detoksifiye etme yeteneği sayesinde vücutta uyku sırasında tam bir temizlik sağlar. Bu nedenle melatonin sentezinin en yoğun olduğu 23.00-3.00 arasında uyanık olan kişiler sabah yorgun, bitkin, keyifsiz olabilirler. Bu durum kronikleşirse vücut toksin yükü sebebi ile akut kronik hastalıkların sinyallerini vermeye başlayabilir.


Klinik uygulamada, ilaç uygulamasına yönelik uygun protokolleri tasarlamak için farmakokinetikteki sirkadiyen ritimleri ve tedaviye verilen hücre yanıtlarını dikkate almak önemlidir. Bilim insanları bu sonuca, hayvanlar ve insanlar üzerinde yapılan birkaç deneyden sonra, tüm organizmaların sirkadiyen ritimlere göre oldukça organize olduğunu açıkça gösterdikten sonra ulaştılar. Bu geçici döngüler farklı fizyolojik fonksiyonları etkiler ve sonuç olarak ilaçların farmakokinetik fazlarını etkileyebilir. Bir ilacın farmakokinetiği, ilacın veriliş zamanına göre değiştirilebilir. Aslında, 100’den fazla farklı bileşiğin sirkadiyen değişimleri belgelenmiştir; antikan- ser, kardiyovasküler, solunum, anti-ülser, anti-inflamatuar, immünosüpresif ve antiepileptik ilaçlar. Absorpsiyon sirkadiyen ritimlerden etkilenebilir ve lipofilik ilaçların çoğu, ilaç sabah alındığında akşama göre daha hızlı emilir gibi görünmektedir; suda çözünür bileşikler için, ilaçların absorpsiyonunda sirkadiyen bir değişiklik bulunmamıştır. İlaç dağılımı ile ilgili olarak, bir organın aldığı kan akış fraksiyonu ne kadar yüksek olursa, ilaçları kılcal damarlardan dışarı aktarma hız sabiti de o kadar yüksek olur. Bu ilaç farmakokinetik fazı, asidik ve bazik ilaçların protein bağlanmasındaki sirkadiyen varyasyonlardan etkilenebilir. İlaç metabolizması, kan akışındaki günlük değişikliklerden etkilenebilir. Ekstraksiyon oranı yüksek ilaçlar için metabolizma hepatik kan akışına, düşük ekstraksiyon oranı olan ilaçlarda ise karaciğer enzim aktivitesine bağlıdır. Hepatik kan akışının sabah 8.00’de en yüksek olduğu gösterilmiştir ve metabolizmanın gece boyunca azaldığı görülmektedir. Son olarak, ilaç eliminasyonu ile ilgili olarak, yüksek ekstraksiyon oranı sunan ‘akış-sınırlı’ ilaçların klerensi, sağlanan kalp debisi fraksiyonundan bağımsız olarak or- gana iletilen kan akışından etkilenir.

Buna göre haşimato tiroidi için verilen ilacımızı gün doğmadan, kortizol sentezlenme saatinde almak ilacın etkinliğini arttıracaktır, eğer sabah 6.00’da alamıyorsak gece yatmadan almak daha uygun olacaktır.

Kolesterol düşürücü ilacımızı akşam 20.00-22.00 arasında almak akşam kolesterol metabolizmasını düzenlemeye yardımcı olacaktır.

Ritm düzenleyici ve antikoagülan (kan sulandırıcı) ilaçlarımızı sabah 10.00’da almak önerilir.

Tansiyon düzenleyici ilaçlar sabah erken saatte aç alınmalıdır. Bazı durumlarda yatarken de kan ba- sıncı düzenleyici ilaçlar reçeteye eklenmektedir.

İlacınız günde 1-2 kullanıma göre kanda 12-24 saat etkinliğini sürdürmektedir. Bu sebeple unutulan doz bir sonraki doza 8 saat kalıncaya kadar alınabilir.

Kronik ilaç kullanımında ilk kez kullanılan ilacın prospektüsüne göz atmak, uyarıları dikkate almak olası yan etkilere karşı koruyucudur. İlaç-ilaç, ilaç- gıda etkileşimlerine karşı eczacınıza danışınız.

Unutmayın, eczacınız en yakın sağlık danışmanınızdır.


Comments


bottom of page