Hipertansiyon hastalarında ilaç uyumu ve kan basıncı kontrolünün sağlanması tedavide başarının temel şartlarındandır. Hasta ilacını düzenli kullanır, yaşam tarzını düzenler ve motivasyonunu yüksek tutarsa tek bir ilaçla uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşayabilir.
Hipertansiyon en sık görülen kronik hastalıklardan biridir ve küresel bir halk sağlığı sorunudur. Hipertansiyon dünya genelinde erken ölümlerin başlıca nedenlerinden biridir. Bununla birlikte, hipertansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Dünya genelinde her 5 yetişkinden 1’inde kan basıncı yüksektir. Bu durum inme ve kalp hastalıklarından kaynaklanan tüm ölümlerin yaklaşık yarısına neden olmaktadır. Hipertansiyondan kaynaklanan komplikasyonlar her yıl dünya çapında 9,4 milyon ölüme yol açmaktadır.
Hipertansiyon Nedir? Yüksek kan basıncı olarak bilinen hipertansiyon, kan damarlarının basıncının sürekli olarak yükselerek onları stres altında bıraktığı durumdur. Kan basıncı ne kadar yüksekse, kalbin kan pompalaması da o kadar sert olur.
Kan basıncı iki sayı olarak yazılır. İlk (sistolik) sayı, kalp kasıldığında veya attığında, ikinci (diyastolik) sayı ise kalp atışlar arasında gevşediğinde damarlardaki basıncı temsil eder.
18 yaş üzerinde yetişkin kişilerde kan basıncı, kalp kasıldığında sistolik 120 mm Hg ve kalp gevşediğinde diyastolik 80 mm Hg tanımlanır.
Tekrarlanan klinik ölçümler ile kan basıncı 140/90 mm Hg’ye eşit veya üzerinde olduğunda hipertansiyon olarak kabul edilir. Sistolik kan basıncı özellikle önemlidir ve çoğu hastada tanıda esastır.
Hipertansiyon: Sessiz Katil
Hipertansiyonu olan çoğu kişi hiçbir belirti göstermez; hipertansiyonun “sessiz katil” olarak adlandırılmasının nedeni budur. Birçok kişide tesadüfen ölçümlerle fark edilir. Tüm yetişkinler yılda bir kez tansiyonlarını kontrol ettirmelidir. Rutin olarak, rakamlarınızı bilmek önemlidir.
Hipertansiyonun en sık görülen belirtileri baş ağrısı, boyun ağrı ve sertleşmesi, baş dönmesi ve başta karıncalanma hissidir. Hipertansiyon kontrol altına alınmadığında kalp hastalıkları, inme ve böbrek hastalığı gibi komplikasyonlara neden olabilir. Kan basıncı ne kadar yüksekse, kalp, beyin ve böbrekler gibi ana organlardaki kan damarlarında hasar riski de o kadar yüksektir. Aşırı basınç arterleri sertleştirerek kalbe giden kan ve oksijen akışını azaltır, kalp krizi ve kalp yetmezliğine neden olabilir. Kan damarlarındaki basınç kanın beyne sızmasına ve inmeye neden olabilir. Hipertansiyon ayrıca böbrek yetmezliğine, körlüğe ve bilişsel bozukluğa yol açabilir.
Hipertansiyon kardiyovasküler hastalıklar (KVH) için risk oluşturur. Hipertansiyonu olan ve aynı zamanda yüksek kan glikozu, yüksek kan kolesterolü veya böbrek hastalığı olan kişilerde kalp krizi ve felç riski daha yüksektir. Bu nedenle kan glikozu, kan kolesterolü ve idrar albümini kontrollerinin düzenli olarak yapılması önemlidir. Sigara kullanımı, sağlıksız beslenme, alkol kullanımı, hareketsiz ya- şam ve stres KVH riskini artıran diğer nedenlerdir.
Hipertansiyon nasıl önlenebilir ve tedavi edilebilir?
Hipertansiyon tedavisi; hastanın yaşam tarzı değişikliği, ilaç tedavisi ve hastanın tedaviye uyuncunun birlikte yönetilmesi ile sağlanır.
Bazı hastalar için sigara kullanımını bırakmak, sağlıklı beslenmek, tuz kullanımını azaltmak, düzenli egzersiz yapmak ve alkol kullanımından kaçınmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri kan basıncını kontrol etmek için yeterlidir. Bazı hastalar için bu değişiklikler yetersiz kalır ve reçeteli ilaçlara ihtiyaç duyarlar.
Herkes hipertansiyona yakalanma riskini ve bunun olumsuz sonuçlarını en aza indirmek için adımlar atabilir. Yaşam tarzı önerileri ilaç tedavisi kadar önemlidir.
Sağlıklı beslenme: Hipertansiyon hastalarının bes- lenmesinde akdeniz tipi diyet (DASH diyeti) olarak bilinen; sebze ve meyve, az yağlı besinler, tam tahıl, sebze kaynaklı protein ve haftada en az iki kez balık yer almalıdır. Günde beş porsiyon meyve ve sebze tüketmek, rafine şeker ve tuz içeren yiyeceklerin tüketiminden kaçınılması, doymuş ve toplam yağ alımının azaltılması önerilir.
Tuz kısıtlaması: Türkiye’de genel popülasyonda yapılan SALTURK çalışmaları günlük tuz tüketiminin oldukça yüksek olduğunu (yaklaşık 15 g/gün) ve bunun hipertansiyon ile ilişkisini göstermiştir. Tuz alımının günde 5 g’dan (bir çay kaşığının biraz altında) daha aza indirilmesi önerilir.
Alkol kısıtlaması: Hipertansiyon hastalarının alkol kullanması önerilmez. Alkol kullanımının azaltılması sistolik kan basıncını 4 mmHg düşürür.
Fiziksel aktivite: Hastaların yaşına ve fiziksel durumuna uygun şekilde düzenli egzersiz yapması önemlidir. Genel olarak haftada en az beş kez, 30 dakikadan az olmayan aktivite ve gün boyu hareketli bir yaşam tarzı önerilir.
İdeal vücut ağırlığı: Verilen her 5 kg, sistolik kan basıncını 2 ila 10 puan azaltabilir. Hasta fazla kilo- lu ise uygun kiloya inmesi (ağırlığının en az %5– 10’u kadar kilo kaybı) teşvik edilmelidir.
Sigaranın bırakılması: Sigara bırakma kardiyovasküler riski azaltmada en etkili önlemlerden biridir. Hastalar sigara bırakma programlarına yönlendirilebilir.
Stres yönetimi: Hipertansiyon hastalarına davranışların düzenlenmesi ve gevşeme teknikleri hakkında önerilerde bulunulmalıdır.
Eczacıların Rolü Önem Kazanıyor: Hipertansiyonda Uyunç İlaçlar sadece doğru dozda ve düzenli kullanıldıklarında etki gösterirler. Hipertansiyon kronik ve genellikle semptomsuz seyreden bir hastalıktır. Bu nedenle, hastalarda uyunç oranlarının düşük olduğu bilinir. Bazı çalışmalara göre hastaların yaklaşık 1⁄3 ü 6 ay, yarısı ise 1 yıl sonunda tedaviyi bırakabilmektedir. Hipertansiyon hastalarında, ilaç uyumu ve kan basıncı kontrolünün iyileştirilmesi tedavide başarının temel şartlarındandır. Hasta ilacını düzenli kullanır, yaşam tarzını düzenler ve motivasyonunu yüksek tutarsa tek bir ilaçla uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşayabilir.
• Eczacınız hipertansiyon hakkında sizi bilgilendirir ve sizin geri bildirimleriniz doğrultusunda gerekli yönlendirmeleri yapar.
• Eczacınız, ilacın doğru dozda kullanımını kontrol eder, olası yan etkiler ve ilaç etkileşimleri ile ilgili sizi uyarır. • İlacınızı almayı unutuyorsanız, eczacınız size önerilerde bulunabilir. o Haftalık ilaç kutularından faydalanın. o Her gün yaptığınız düzenli bir aktivitenin öncesinde veya sonrasında alın. o Teknolojiden faydalanın, varsa akıllı saat ya da telefonunuza alarm kurun. o İlacınızı her gün aynı saatte almaya özen gösterin. o Yakınlarınızdan destek alın.
Eczacınız size evde kan basıncınızı nasıl ölçmeniz gerektiği hakkında eğitim verebilir.
Düzenli Kan Basıncı Ölçümü Ne Zaman Gerekli?
İlacınızın etkili olup olmadığını anlamanın en iyi yolu, düzenli kan basıncı ölçümü yapmaktır. Ölçümünüzü kaydetmek için tansiyon takip kartları kullanabilirsiniz. Doktorunuzun ve eczacınızın tavsiye ettiği sıklıkta kan basıncınızı ölçmeye devam edin. Tansiyon ölçümünüz normal değerler arasında çıksa bile, ilaçlarınızı kullanmaya devam etmelisiniz, doktorunuza danışmadan ilaçlarınızı bırakmayınız.
Hangi Cihazla Kan Basıncı Ölçümü Yapılmalı? Evde kan basıncı ölçümünde, koldan ölçüm yapan manuel veya dijital ölçüm aleti kullanabilirsiniz. Bilekten ölçüm yapan cihazlar evde kan basıncı takibinde önerilmemektedir. Sizin için en uygun tansiyon aletinin seçimi konusunda doktorunuza veya eczacınıza danışabilirsiniz.
Evde Kan Basıncı Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmeli? Ölçümler, • Sessiz bir odada, • Sabah ve akşam saatlerinde -Sabah uyandığınızda, mesaneyi boşalttıktan sonra, çok fazla efor harcamadan, kahvaltıdan önce ilk ölçümün yapılması; akşam eve geldikten ve yarım saat kadar dinlendikten sonra, akşam yemeğinden önce 2.ölçümün tamamlanması gerekiyor.
-Ölçümlerin her gün aynı saatlerde yapılması önerilir. • En az 5 dk. oturur vaziyette, dinlenme sonrası ölçüm yapılmalıdır. • Yarım saat öncesine kadar yemek yenmemeli, çay, kahve ve sigara tüketilmemelidir, egzersiz yapılmamalıdır. • Ayaklar yere basmalıdır. • Sırt arkaya yaslanmalı ve kol kalp hizasında olacak şekilde desteklenmelidir. • Tansiyon aletinin manşonu, dirsek kıvrımından 1-2 parmak yukarı yerleştirilmelidir. • Kan basıncı takibine, yüksek çıkan koldan ölçümler ile devam edilmelidir.
Altın Kural: Düzenli Kontrol • En az 2 yılda bir, risk faktörlerinin ve klinik belirti göstermeyen organ hasarlarının (böbrek-kalp-beyin) değerlendirilmesi önerilir.
• Dünya Sağlık Örgütü, hastanın ilacını yazdırmaya gittiği her muayenede, kan glikozu, lipit düzeyi kontrolü, idrar albümin ölçümü, kardiyovasküler risk ölçümü yapılmasını öneriyor.
• Doktora gitme alışkanlığı, sadece ilaçlarınızı yazdırmak için değil, düzenli kontrollerinizi yaptırmak için de son derece önemlidir. Çünkü doktorunuz gerek görürse her kontrolünüzde kan şekeri, lipit düzeyleri gibi ölçümlerinizi tekrarlayabilir.
Kaynaklar: 1. Turk Kardiyol Dern Ars 2019;47(6):535-546 doi: 10.5543/ tkda.2019.62565 2. Muntner P, Carey RM, Gidding S, et al. Potential US Po- pulation Impact of the 2017 ACC/AHA High Blood Pres- sure Guideline. Circulation 2018; 137:109. 3. Williams B, Mancia G, Spiering W, et al. 2018 ESC/ESH Guidelines for the management of arterial hypertensi- on. Eur Heart J 2018; 39:3021. 4. Muntner P, Shimbo D, Carey RM, et al. Measurement of Blood Pressure in Humans: A Scientific Statement From the American Heart Association. Hypertension 2019; 73:e35. 5. Stergiou GS, Palatini P, Parati G, et al. 2021 European Society of Hypertension practice guidelines for office and out-of-office blood pressure measurement. J Hy- pertens 2021; 39:1293. 6. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/ hypertension
Comments